Pluviofil (pluviophile), yağmurun yağmasından hoşlanan, yağmurlu havalarda sevinçli olan ve yağmur yağdığında refah bulan insanı ifade etmek için kullanılır. Bu tür insanlar güneşli havalar yerine kapalı, gri gökyüzü ve bilhassa yağmurlu havada rahat hissederler. Yağmuru seven insanlar kısaca pluvofiller yağmurdan sonrasında ortaya çıkan kokunun ve suyun derilerine çarptığında yarattığı hisse bayılırlar. Şahsen ben bir pluviofilim. Yağmurda yürüyüş yapmak, kitap okumak bana güneşli bir günde yapabileceğim birçok aktiviteden daha mutlu kılar. Ancak bu kişiden kişiye değişir. Bazıları ise güneşli havalardan zevk alır. Bu tür kişiler dışarıda vakit geçirmeyi daha çok severler.
Dünyanın en büyük enerji deposu olan güneş bizlerin de biyolojik ve psikolojik durumlarını etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda güneş ışığının vücudumuzda ki serotonini arttırdığı bilinmektedir. Peki, nedir bu serotonin? Serotonin psikoloji mutluluk, uyku, dikkat ve bunlar gibi birçok önemli şeyi destekleyen, beyindeki hücreler arasındaki iletişimi sağlayan bir kimyasaldır. Eksiliğinde, bitap ve sıkılgan ruh hali, kaygıların artması, mutsuzluk, uykuda zorluk çekme gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu yüzden serotonin seviyesi ruhsal ve fizyolojik sıhhat açısından ehemmiyet taşımaktadır. Günlük hayattan örnek verirsek, kasvetli havalarda baş ağrısı ve yorgunluk herkesin deneyimlediği bir şeydir. Peki, hep kapalı havalar mı zararlıdır? Hayır, tabi ki sıcak ve güneşli havaların da insan psikolojisi üzerine kötü etkileri vardır. Sıcak hava dalgaları stres kaynağı olarak insan sağlığını etkilemektedir. Aşırı sıcak hava sebebi ile oluşan stres kalp krizlerinden, geçici şuur yitirilmesine kadar birçok insan sağlığını etkileyen probleme yol açmaktadır. Bunlardan tehlikeli olanlar, kronik strese bağlı olarak gelişen travma sonrası stres, endişe, konsantrasyon düşüklüğü, asosyalleşme, aşırı üzüntü, uyku bozuklukları, aşırı sinirlilik olarak sıralanabilir.
Daha geniş bir açıdan bakmak istersek, dolaylı yoldan uzun süreli sıcak hava dalgaları bununla beraber kuraklığı ve su kıtlığını ve besin yetersizliğini getirir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) verilerine bakılırsa her sene dünyada ortalama 3.5 milyon insan yetersiz beslenme sebebiyle yaşamını kaybetmektedir. Su kıtlığından ötürü oluşacak birçok hijyen problemi, ishal ve benzeri rahatsızlıkların ortaya çıkması ve toplumda hızla yayılması ile sonuçlanmaktadır. Amazon bölgesindeki kolera salgınlarının nehrin su seviyesinin düşmüş olduğu, kuru sezonlarda ise arttığı anlaşılmıştır. Sonuçta yüksek sıcaklık; su kıtlığında ya da aşırı su bolluğunda iyme hastalığı, Batı Nil virüsü ve kolera da dâhil birçok hastalık için risk oluşturmaktadır.
Hava koşullarının insanları fiziksel ve mental olarak etkilediği söylenebilir. Fiziksel olarak kanser, kalp damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, gelişim; mental olarak ise akıl sağlığı ve strese bağlı hastalıklar gibi birçok etkisinin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak, bu etkinin olumlu ya da olumsuz olması, ne tür hava koşulunun nasıl etki yapacağı kişiden kişiye değişiklik gösterir.