Pencereden dışarı baktığınız zaman dışarda gördüğünüz manzara, hiç istemsizce mutsuzluğa kapılmanıza ya da beklenmedik bir şekilde kendinizi oldukça neşeli hissetmenize neden oldu mu? Eğer böyle bir duruma şahitlik etmişseniz bu, hava durumunun sürekli farklılık gösteren zihinlerimizle oynadığı küçük bir oyunun kanıtlarındandır.
İnanlar, günlük hayatlarında sık sık zihinsel anlamda iniş çıkışlar yaşar. Kurulan ilişkiler, ailevi sorunlar, iş ile ilgili meseleler hatta izlenilen sıradan bir film bile mental anlamda düzensizlikler yaşamaya yol açmaktadır. Bütün bunların yanı sıra havanın da hislerimizi etkilemekte büyük bir payı var. Özellikle yaz mevsiminde havalar güneşli olduğu vakit, çoğu insan kendini daha pozitif hissetme eğilimindedir. Bunun nedeni güneş ışınlarından elde edilen D vitaminin beynimizdeki serotonin hormonun üretimine katkı sağlamasıdır. Kişilerin herhangi bir günde büyük ihtimalle yapmayacakları iş ya da zorunlu görevlere güneşli günlerde daha olumlu yaklaştıkları da tespit edilenlerden biridir. Herkes için geçerli olmasa da güneş ışınlarının yaydığı dalgaların, yorgunluğu ve olumsuz düşünceleri uzaklaştırdığı da kanıtlanmış bir gerçektir. Gökyüzünün cıvıl cıvıl olması güneşin bütün heybetiyle kendini göstermesi genel anlamda “mutluluğu” temsil etse de güneş, beraberinde sıcak hava dalgasına da getirmeyi ihmal etmiyor. Sıcaklık arttıkça agresif davranışlar gösterme, baş ağrısı ayrıca olumsuz cümleler kurma olasılığı da artıyor.
Gri, kasvetli havalar ise daha çok “Depresyon Havaları” olarak biliniyor. Genellikle hava kapalı olduğunda insanlar kendilerini normalde olduklarından daha mutsuz, isteksiz ve uykulu hisseder. Kimileri de böyle havalarda kendilerini daha enerjik hissetse de bir bütün olarak bakıldığında karanlık havalar, yalnızlığı çağrıştırır. Bu nedenle güne başlamak için tercih edilen ideal hava değildir. İnsanlar daha mutsuz olduğu için, kavga etme veya kötü bir şey yaşama ihtimalleri de mümkündür. Aynı şekilde fırtınalı havalarda da kişiler, hayatlarından daha az memnun olduklarını söylerken gökyüzünün berrak ve mavi olduğu zamanlarda bunun tam tersini söylüyor. Yapılan bir araştırmaya göre yağmurlu günlerde de çoğunluk, yapmak istedikleri tek şeyin cam kenarında oturup yağmuru izlerken battaniyelerine sarılmak ve aynı anda da sıcak bir şeyler içmek istediğini belirtiyor. Bazıları ise yağmur yağarken yürüyüp toprağın taze kokusunun etkisiyle rahatlamaktan hoşlandığını belirtiyor. Kar yağdığında ise büyük bir kitle, karın rahatlatıcı görüntüsünü izlemekten oldukça zevk aldığını ve her bir kar tanesinin gökten yere usulca düşüşünü izlemenin çok hoş bir görüntü olduğunu söylüyor. Özellikle kış mevsiminde görülen kasvetli hava, yağmur, kar gibi çeşitli hava olayları kiminde yatıştırıcı bir özelliğe sahipken kiminde de güneş ışığının vereceği mutluluk kadar etkili olmuyor.
Hava durumunun etkileri biyolojik olmaktan çok psikolojik ve sosyaldir. Başka bir değişle gökyüzünde yaşanan olayların bizdeki etkisi öncelikle nasıl düşündüğümüzle alakalıdır. Her ne kadar evimizden dışarı bakınca görmek istediğimiz belli başlı hava koşulları olsa da bütün bunlar kendimizi ona maruz bıraktıkça bizleri etkisi altına alacaktır.