Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışları betimlemek üzere verilmiş bir terimdir.Batıl inancın çok eski zamanlara dayandığı ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor.Aynı zamanda, bilim insanları batıl inancın çıkma sebebinin bilim açısından eksiklik olduğunu öne sürmüşlerdir.Haddizatında,batıl inancın çıkma noktası insan türünün inanç duygusudur.Eski zamanlarda bilim feriştahlarına zor ulaşıldığı için bilimsel açıdan ispatı olmayan fevkalbeşel olaylarının insan yorumu ve inancıyla öğütülüp sunulmuş şeklidir batıl inanç.
Günümüzde azınlıkta da olsa batıl inanca inanan insan grubu hala bulunmaktadır.Batıl inançlara inanmayan insanlar ise farkında olmadan batıl inanç olarak görülen eylemleri gerçekleştirmemek için çaba sarf ediyorlar.Örnek olarak doğum günü pastasının üzerine mum dikmeyi gösterebiliriz.Antik Yunanlar’ın pastanın üzerine mum dikme sebepleri pastayı Ay’a benzetip,Ay Tanrıçası olan Artemis’i onurlandırmaktı.Sonuç olarak günlük hayatımızda amiyane olaylarda bile batıl inanca uygun hareket ettiğimizi söyleyebiliriz.
Batıl inanç, insanların kafasında;insana zarar veren,kötü,şansız gibi kelimelerin sonucu olarak öne sürülüyor olabilir fakat herkesin düşündüğünün tersine batıl inanç her zaman kötüye delalet değildir.İnsanların bu şekilde yönlenmesini sağlayan dinsel güçlerin baskınlığı sonucunda ortaya çıkarılmış kötü,zararlı gibi söz demetleri, hayatımızı biz fark etmeden yönlendiriyor olabilir.Batıl inançların mantık yapısı çözülebilseydi,asıl inanmamız gereken fikirler batıl inançlar olabilirdi.
Çoğu kişinin psikolojik rahatsızlık olarak gördüğü batıl inançların, belki de sadece gizemi çözülemediği için insanlar ona rahatsızlık diyordur.Örnek olarak Mısır Piramiterini verebiliriz.Eski zamanlarda herkesin gereksiz veya çözülmeye değer olmayarak belirttiği o yapıların hala sırrını çözemedik.Dünya üzerine sırrını çözemediğimiz yapı veya inançlar var ve biz bu gizemleri çözemediğimiz sürece, insanlar fikri sahibi olmadıkları konuya bile rahatsızlık deyip bir kenara atacak güce geleceklerdir.Şu anda inandığımız ve davranışlarımızı onun ışığında şekillendirdiğimiz bir inanç biçimimiz var fakat belki de gerçek olarak betimlemeye çalıştığımız bu dünyada ,gerçeğimizin içindeki sanallıkta boğulmuşuzdur.Bizim inançlarımızı yönlendirerek,gözümüze bir bant takarak insan topluluğunu kendi çıkarları uğruna dine yönelterek köreltmeye çalışıyor olabilirler.İşte o anda bizim gerçek inancımız batıl inançlar haline gelir.
Eski zamanlardaki alim insanlarına kolay ulaşılamadığı ve bu nedenle bilginin de çok zor ulaşıldığı bir dönem olduğu için insanlar kendi ürettikleri inançlara yönelmek zorunda kalmışlardır ve eğer batıl inançları onlar ürettiyse madde için geçerli olan ama bizim inançlar için uygulayabileceğimiz bir söz karşımıza çıkıyor:Hiçbir şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz.Bu sözün ışığında yürüdüğümüz zaman karşımıza batıl inancın aslında dünyanın kuruluşundan itibaren var olan inanç şekli olabileceği çıkıyor ya da herkesin dediği gibi sadece bir hastalıktan ibarettir…