Okullar, öğrencilerin ve öğretmenlerin zamanlarının büyük bir kısmını geçirdikleri, adeta onların ikinci evi olan, sonsuz anı ve tecrübe biriktirdikleri, aynı zamanda da hayata hazırlandıkları yerlerdir. Her ne kadar tanımı böyle olsa da, ülkemizde yıllardır “Offff, yarın okul var!” gibi cümleler sıkça kullanılıyor. Aslında bu, öğrencilerin fiziksel ve zihinsel anlamda yorduğu ve vakitlerinin çoğunu aldığı için olabilir. Ancak her öğrencinin kafasında “Ya keşke okulum şöyle olsaydı.” dediği bir an vardır. İşte ben sizlere, kendim de ve çevremde gözlemlediğim isteklere yönelik en uygun, eğlenceli ve sürdürülebilir okulun şu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum:
Okul, daha binanın yanına varmadan şık ve bakımlı görüntüsüyle dikkat çekiyor. Okulun kapısına varır varmaz, her zamanki sıcakkanlı güvenlik görevlimiz bizi güler bir yüzle karşılıyor. Okul binasına girdiğimizde, öğrencilerin sanatsal eserlerinin etrafını süslediği ve rengarenk bir atmosferin hakim olduğu görülüyor. Aynı zamanda modern ve teknolojik bir görüntüyle karşılaşıyoruz, adeta izlediğimiz bilim kurgu filmlerini anlatıyormuş gibi. Girişten biraz ilerledikten sonra hafif bir müzik eşliğinde lobiye varıyoruz. Burada aynı zamanda kantin ve oturma alanı bulunmakta. Oturma alanında kitaplar, internet erişimi ve arkadaşlarla oynamak için kutu oyunları bulunuyor. Merdivenlerden yukarı çıktığımızda sınıflara ulaşıyoruz. Sınıflarda herkesin teknolojik alet getirmesi serbest, ancak yanlış ve yasaklı sitelere girilmemesi için okulun internetinden bağlanmak zorunlu. Artık defterin ve kalemin yerini ekran ve klavye, kitapların yerini ise PDF dosyaları ve kaynaklar alıyor. Dersler teknolojik araçlar kullanılarak işleniyor.
Hiç kimse senin kötülüğünü istemiyor. Arkadaş ortamları arasında nefret, küfürler, el şakaları yerine yarını düşünen akılcı sohbetler, tatlı geyik sohbetler ve proje konuşmaları yer alıyor. Okulun saatleri sabah 09.00-14.00 arası, ancak 14.00’dan akşam 20.00’ye kadar isteğe bağlı olarak kullanılabilen etütler bulunuyor. Çünkü etütleri ceza olarak kullanmak, öğrencinin dersi dinlememesine ve sadece etüde girip farklı insanların dikkatini dağıtmasına yol açıyor. Eğitim vermek bir ceza olmamalı, bu yüzden okulun bir ceza değil, öğrenme ve gelişme yeri olması gerekiyor.
Okul binasının yanındaki bir binada, tamamen spor salonu için ayrılmış bir alan bulunuyor. Açık havada ise çeşitli oyunlar için sahalar mevcut. Spor salonunda öğretmen eşliğinde ağırlık ve kardiyo çalışılabilecek çeşitli alanlar yer alıyor. Ayrıca binanın içinde isteğe bağlı olarak sportif kulüplerin antrenman alanları ve eğitmenleri bulunuyor.
Okul dediğimiz yere, haftasonuna yaklaşmak ya da yaz tatiline varmak için gün eksiltmeye değil, eğitim-öğretim görmek ve edep öğrenmek için gidilmelidir. Benim ideal okulum bu şekildedir. Ancak bunların hiçbiri olmasa bile içinde idealist ve iyi eğitimcilerin ve öğrencilerin olduğu bir bina da en idealist okullardan biridir.