Ben hayatımda hiçbir sarayı ziyaret etmemiş, korseler giyip özenle saçlarımı tarayıp Kraliyet Ailesinin önüne çıkmamıştım. İngiltere’de geçirdiğim süre boyunca, kasabada yaşayan herkesin en büyük hayalinin kraliçe ve kralla tanışmak olduğuna şahit olmuştum. Benim buraya gelme amacım ise tamamen farklıydı. Ben buraya kraliçe ve kralın güvenliğini korumak amacıyla gelmiş olan binlerce esir kızdan biriydim, kim olduğumu ne kral ne de kraliçe biliyordu ve bunun bir önemi de yoktu. Benim oraya gitmemin tek nedeni geçindirmem gereken bir ailemin olması ve oradaki asayişi sağlamaktı.
Buraya sürgün olarak gönderilip zorla çalıştırılan kızların yapabileceği işler sınırlıydı. Eğer şanslıysanız yapabileceğiniz en güzel iş kraliçenin sağ kolu olmaktı, kraliçe genellikle kralın olmadığı zamanlarda yalnız kalmamak için yanında yaklaşık on, on beş kızla gezerdi fakat sadece birkaçı ile gerçekten bağ kurardı. Bir diğer iş ise kral ve kraliçenin ayak işleriyle ilgilenip, sarayı temizlemekti, sürgün edilen çoğu kız bu görevde yer alırdı. Bir de benim gibi daha güçlü ve saray içinde sorun çıkarabilecek kızlar vardı. Kraliçenin yanında istemediği, “hanımefendi” olmayan kızlar genellikle şatonun ve şatonun çevresindeki kasabaların güvenliğinden sorumlu olan askerlerin yanına gönderilir. Formaliteden bir eğitim aldırılır ve hemen askerlerin yanında işe başlatılırdı, ben de onlardan biriydim.
Amacımın dışında hiçbir işine karışmıyor sadece işime odaklanıyordum çünkü çoğunlukla başımı belaya soktuğumdan ,en basit işlerde bile, kovulurdum. Bu şatoda da aynen bu şekilde olmaması için elimden geleni yapıyordum. Planlarım suya düşmüş olmalı ki şuan aynanın karşısında giydiğim korseli, sıkan fakat bir o kadar da hoş bir elbiseyle kendime bakıyorum. Üzerimdeki elbisenin asker üniforması olmadığından emindim ve bu beni rahatsız ediyordu.
İstemsiz bir şekilde bir gün bahçeden kaçmaya çalışan bir sürgün kızı görmüştüm ve onu kraliçeye teslim etmek zorunda kalmıştım. Sonradan anladık ki kraliçenin değerli takılar ve gizli belgeleri çalmaya çalışmış. Benim onu yakalamam şuan beni ilk bahsettiğim şanslı kızlardan biri yapacaktı ve ben buna hazır değildim ama başka seçeneğim yoktu. Şu anda şatonun kapısından içeri yürüyordum ve beni kraliçenin sağ kolları karşılıyordu. Karşımda kral ve kraliçe bana minnettar bir şekilde bakıyordu ve ikisi de sonunda benimle tanışacaktı. Kendimle gurur duymuş, imkansızı başarmış gibi hissediyordum. Onların yanına doru yürüdüm, selam verdim ve bana verdikleri bir miktar parayı ve çeki minnettar bir şekilde aldım ve o an işime geri dönmem gerektiğini ama bunu para için yapmayacağımı düşünüp önemli olanın işinde sonunda kendini tatmin etmek olduğunu anladım.