Günümüz spor camiasında gerçekten çok fazla dolap çeviriliyor gerek iyi, gerek zalim. Neymiş o takımın velileri zenginmiş (!) aman neymiş efendim hakemin aile dostunun çocuğuymuş falan filan. Maalesef ki bu durum spordaki adaletsizliğin sadece bir kolu. Bu tür ayrımcılık sadece sporculara ya da onların velileriyle değil de , atletlerimizin taşıdığı kız-erkek cinsiyetleri ayrımına da dayalı…
Hani sıklıkla duyduğunuz bazı eleştiriler vardır misal erkekler bale yapamaz yapanlar adam değildir ya da kızlar futbol oynayamaz oynayanlar erkek fatmadır gibi. Öncellikle bu tarz yorumlar hiç spor yapmamış hatta spor ve sanat dallarını hiç tanımamış cahil olan kimselerdir. Fakat bazı öngörüler ise cinsiyet ayrımcılığı değilde aralardaki bedensel farklılıklardan yana. Örneğin kızların kas yapısı erkekler kadar gelişmiş değil o yüzden boks , halter gibi ağır sporları yapamazlar veya erkekler kadınlar gibi esnek değildir dolayısıyla cimnastik ve bale gibi esneklik gereken spor ve sanat dallarında sakatlanmalar sıkça görülebilir. Bir sporcu olarak şunu söyleyebilirim ki ne erkekler gördüm kadınlardan daha esnek , ne kadınlar gördüm erkeklerden daha kaslı önemli olan çalışmak ve hedeflerden geri dönmemektir ki bu öngörülerin yarasını beraber saralım. Tartışılması gereken bir diğer konu ise kız-erkek ayrılıklarının müsabakalar içinde sık sık görülmesi bunun sebebine yanıt olarak birçok spor uzmanları yaptıkları yorumlarda bu iki cinsiyetin aynı anda müsabakalara çıkması çeşitli adaletsizlik meydana getirebilir. Anlayacağınız yine ve yine beden yapısı farklılığı girdi araya. Misal basketbol turnuvalarında erkekler kadınlardan daha uzun boylu oldukları için kızların haksızlığa uğrayacağını düşünüyor. Ayrıca çoğu erkek takımları da kız takımları hakkında ‘ Aman onlar kız onlara çok hoşgörülü olalım ne de olsa bizim kadar güçlü değiller.’ gibi cümleler kurarak karşı taraf hakkında utanç verici yorumlarda da bulunabilirler.
Madem ki arada böyle engeller var ve de çözümü yok diye düşünülüyor o zaman hemen bu durumu kabullenelim mi? diye soracak olursanız kendi açımdan elbette kabul etmezdim. Buna çözüm olarak kadın-erkek karışık birçok takım kurulsa spora verilen değer sadece artmış olmayıp; çalışmalar hep eş zamanlı olur ve kimse kimseden farklı bir konumda olmaz. Unutmayın ki spor da dahil olmak üzere gelen başarının sadece %1’i yetenek geriye kalan %99 ise çalışmaktan inanmaktan ve pes etmemekten gelir.