Hangi Mükemmellik?

Henüz çok küçük yaşlarda olmalarına rağmen ne kadar çirkin veya kilolu olduklarından şikayet eden kız çocukları, nadir rast geldiğimiz türden insanlar sayılmazlar. Kabul etmek gerekirse, hemen hemen hepimizin çevremizde sıkça gördüğü bu çocuklar; insanı üzen türden olabiliyorlar. Bu konuyu genel olarak kız çocukları üzerinden anlatmayı tercih ediyorum çünkü henüz ergenliğine yeni girmiş bu zayıf ve savunmasız çocuklar; arkadaşları, kimi zaman aileleri ya da çevrelerindeki herhangi bir insan tarafından söylenen, üzerine çok düşünülmemiş bir sözü çok fazla ciddiye alabiliyor ve içselleştirebiliyorlar. Zaten ıslak bir çömlek gibi yön verilmeye, şekillendirilmeye oldukça yatkın olan kişilikleri ve karakterleri tam da bu yaşlarda oturuyor ve ömürleri boyunca kalıcı hale geliyor olduğu için bu dönemlerinde onlara yaptığınız en ufak bir dokunuş bile hayat boyunca taşıyacakları bir ize dönüşebilir. Bu yüzden çocuklara yaklaşırken özellikle dış görünüş gibi kendilerini çoğunlukla zayıf hissettikleri konularda çok dikkatli ve hassas davranmalıyız. Sizin art niyet gütmeksizin, onların dış görünüşleri hakkında yaptığınız bir şaka bile henüz gelişim sürecinde olan bu bireylerin içlerinde büyüttükleri bir özgüven eksikliği kaynağına dönüşebilir. İçlerinde tuttukları bu yaralar, gelişimlerini tamamlayıp erişkin hale geldiklerinde ne yazık ki daha büyük sorunlara yol açabilir hale geliyor.

Elbette bu yalnızca küçük yaştaki kız çocukları için değil; yetişkin bireyler ve erkek çocukları için de geçerli. Hangi cinsiyete sahip olursak olalım hayatımızın herhangi bir evresinde insanlar tarafından yargılanmak ve yerilmek çoğumuzun korktuğu bir durumdur. Çünkü çoğu zaman kelimeler birçok şeyden daha çok acıtabilir canımızı.

Estetik ameliyatları, cilt bakımları, yüzümüze sürmeden dışarı çıkamaz hale geldiğimiz makyaj ürünleri, şok diyetler, vücudu daha güzel gösteren kıyafetler ve daha niceleri… Tüm bunlardan uzaklaştığınızda geriye sevmediğiniz, olmaktan korktuğunuz bir benlik kalıyorsa eğer, bu artık kendinizle barışma vaktinizin geldiği anlamına geliyor.

Çocukluğumuzda elimize oynamamız için verilen bebekler bile Barbie ve Ken gibi mükemmel vücut ölçülerine ve yüz hatlarına sahip olan kusursuz oyuncaklardı. Küçük yaşlardan itibaren mağaza vitrinlerinde gördüğümüz mankenler, çocuk masallarındaki son derece güzel prensesler ve onların kurtarıcıları olan yakışıklı prensler, hatta mükemmel oyuncaklarımız bile bize kusursuz olmamız gerektiğini aşıladı.

Ancak bizim mükemmel olmadığı için üzülüp sızlandığımız vücudumuz her gün hayatımızı idame ettirebilmemiz için onlarca muhteşem şey yapıyor. Bizse ulaşmak istediğimiz standartlara daha yakın bir vücuda sahip olabilmek uğruna yapmadığımızı bırakmıyoruz. Gün geçmiyor ki anoreksiya olan, kendini aç bırakarak kilo vermeye çalıştığı için hastanelik olup hastaneye kaldırıldıktan sonra kilo vermesi engellenemeyen, aldığı kilo verme haplarından dolayı hayatını kaybeden insanları görmeyelim.

Elbette bu da demek olmuyor ki vücudumuz ne kadar kilo alırsa alsın hiçbir şekilde harekete geçmemeli ve hiçbir şey yapmamalıyız. Her gün muhteşem bir ahenkle en ücra köşelerine kadar uyum içerisinde çalışarak bize hizmet eden vücudumuza iyi bakmak adına, bünyemizi güçlü tutacak besinler almalı ve düzenli olarak egzersiz yapmalıyız.

Belki incecik bir bele, belki upuzun bacaklara, belki güzel bir burna, belki dolgun dudaklara ve belki bunların hiçbirine sahip değilsiniz. Ama sizin güzel olup olmadığınızı belirleyen şeyler bunlar değil. Belki çok güçlü kaslara, belki üçgen bir vücuda, belki kemikli bir yüze ve yine belki bunların hiçbirine sahip değilsiniz. Ama sizin yakışıklı olup olmadığınızı belirleyen standartlar gelip geçicidir ve her zaman değişebilir. Belki de dünyanın başka bir yerinde veya zamanda farklı bir noktada doğmuş olsaydınız hayalini kurduğunuz kadar çok beğenildiğiniz bir yerde olurdunuz.

145 kişinin aşık olup 13’ünün “hayır” cevabı aldığı için intihar ettiği İran şahının karısı El Doleh

 

https://www.youtube.com/watch?v=UKME9eRIUsc

Ben bütün bunların farkına izlediğim bir belgesel sayesinde vardım. Yaptığım birçok yanlışı anladım. Aslında çevremde kendine bunca kötülüğü yapan bir sürü insan olduğunu gördüm ve sonunda bunların farkına varabildiğim için çok seviniyorum. Bütün bu anlattıklarımın nasıl farkına varıp kendisiyle barıştığını bu belgeselle anlatan Taryn Brumfitt adlı cesur kadının hikayesi bana çoktandır görmem gereken bazı gerçekleri gösterdi.

Belgeselin adı: Vücudunuzla Barışın (Embrace)

https://www.netflix.com/title/80162341

KAYNAKÇA:

 

(Visited 397 times, 1 visits today)