O hafta sonu ilkokul arkadaşımın doğum günü partisine davetliydim. Uzun zamandır birbirimizi görmemiştik ama hâlâ arada sırada çevrimiçi oyun oynuyorduk. İkimiz de ilkokuldan sonra başka okullara gitmiştik ve doğum gününe yeni okulundan arkadaşlarını da davet etmişti. Kimseyi tanımadığım için gitsem mi gitmesem mi karar verememiştim ama arkadaşımı çok sevdiğim için gitmeye karar verdim.
Arkadaşımın seveceğini düşündüğüm bir oyuncak alıp annemle birlikte partiye gittik. Annem beni bırakıp ayrıldı. Parti, arkadaşımın evinin bahçesinde yapılıyordu. Bahçeden içeri girdiğimde, hiç tanımadığım bir sürü çocukla karşılaştım. Arkadaşımı ararken neyse ki yanıma geldi ve hemen beni yeni arkadaşlarıyla tanıştırdı. Oyun başlamadan önce pasta kesilmemişti. Tüm çocuklar hep beraber önce ebelemece, sonra da don-ateş oynadık. Oyun bitince pastayı kestik ve mumları hep birlikte üfledik. Pastalarımızı yedikten sonra arkadaşım hediyelerini tek tek açtı. Sıra benim hediyeme gelmişti, açar açmaz “Tam istediğim oyun!” dedi. Arkadaşım mutlu olunca ben de çok mutlu oldum.
Günün geri kalanında da çok eğlendim. Bir sürü yeni arkadaşım oldu; iyi ki gitmişim!