Her zaman bahsettiğimiz gibi teknoloji, hız kesmeden gelişimine ve yükselişine devam ediyor. Öyle bir teknoloji gelişiyor ki insanlar tarafından elde edilen bu gücün tamamen yapay zekaya aktarılıp biz insanlara muhalif olacağı bile söyleniyor. Gerçi düşünürsek maalesef çok imkansız bir durum gibi de durmuyor. Özellikle Çin, Japonya gibi teknoloji devlerinin geliştirdiği ürünleri, yazılımları haberlerde görmek çok da zor değil. Fakat bazı haberlerle karşılaşıyoruz ki insanın doğal olarak tüyleri ürperiyor.
Teknoloji sayesinde ne kadar kullanışlı, yararlı ürünler elde edilse de gelecek için tehlike arz eden projelerin geliştirilmesi denen bir gerçekle karşı karşıyayız. Belki de bu projelerin insanlığın sonunu getirecek seviyeye ulaşması bile pek imkansız değil.
Güvenlik amaçlı teknolojilere göz atacak olursak eğer, günümüzde havalimanları gibi toplu mekanlarda olası bir karmaşayı önlemek amacıyla çokça teknolojik ürün bulunmaktadır. Örnek olarak X-ray gibi icatları gösterebiliriz.
Son zamanlarda Suudi Arabistan da Çin’in uyguladığı gibi insanların tam zamanında takip edilebilmesini mümkün kılan yüz tanıma sistemine geçileceği söylendi. Aslında bu haberi duyunca insanın aklına direk olarak güvenlik geliyor. Polislerin ya da herhangi güvenlik güçlerinin bu sisteme sahip olması suçluların daha rahat takip edilip yerlerinin daha kolay deşifre edilmesine büyük bir rahatlık sağlar. Bu sistemle daha çok suçlunun yakalanması ise ülkenin sosyal refahına büyük bir pozitif etkide bulunması kaçınılmaz.
Fakat bu sistem ne kadar bu açıdan doğru kişiler tarafından kullanılsa da dünyada yazılım sektörünün de gelişiminden ötürü “hack” olarak adlandırdığımız eyleme kurban gitmesi sonucu kötü amaçlar için de kullanılabilir. Bu kötü amaçlara örnek verecek olursak güvenlik güçleri harici üçüncü kişilerin bu yüz tanıma sistemine erişim sağlayıp herhangi başka birine yönelik takipte bulunmasını örnek olarak söyleyebiliriz.
Bu ve bunun gibi korsanlıkları önlemek amacıyla da siber güvenliğin gelişmesi haricinde başka bir seçenek gözükmüyor. Siber güvenliğin gelişmiş olduğu bir bölgede bu ve bunun gibi sistemlerin de herhangi bir olası korsanlığa maruz kalmasının engellenmesiyle bu sistemin tamamen sosyal güvenlik için kullanılması büyük bir avantaj olarak kalmaya devam eder.
Fakat daha demin de bahsettiğimiz üzere bu sistemin kötü ellere geçmesi sonucu insanlara güvence sağlaması amaçlanan bu sistemin daha çok insanlara tedirginlik vermesi gibi bir durum ile karşı karşıya kalınması imkansız değil.
Toparlayacak olursak eğer, teknoloji ne kadar avantajlı bir uygulama olsa da, insan hayatını kolaylaştıran, rahatlaştıran bir etken olsa da kötü ellere geçtiği anda her zaman ve her zaman insanlara karşı kullanılacak büyük bir silah olduğunu da unutmamak gerekiyor. Aynı şekilde bu yüz tanıma sistemi için de geçerli. Bu kötülükleri önlemek için de bu alanda gelişmesi gereken en büyük karşı silah siber güvenliktir. Aksi takdirde bizim ürettiğimiz silahın namlusu bize dönük olacaktır.