Kırmızı tulumlarınızı ve Dali maskelerinizi hazırlayın çünkü şu sıralar sosyal medyanın gündemine oturmuş bir dizi var. La casa de papel… Bu dizi nasıl gündeme oturdu ve nasıl bu kadar çok izlendi? Bu dizi nedir?
Dizi 2 sezon ve her sezonda yaklaşık elli dakikadan on üç bulunmakta. Bilinenin aksine bu bir Netfilix Orijinal dizisi değil. Bu dizi aslında bir İspanyol kanalında yayınlanıyor.
La casa de papel kelime anlamı olarak “kâğıttan ev” demek. Kâğıt derken günlük kullanımda para anlamına gelen kâğıt. Yani bildiğiz papel. Bunun sebebi ise dizinin ikonikleşmiş logosu “İspanyol Kraliyet Darphanesi”nin kâğıttan maketi.
Sıklıkla görmüş olduğumuz Dali maskeleri ne peki. Maskeler Salvador Dali’nin yüzü olmasının sebebi bu planın direkt ya da dolaylı olarak “Para kazanma ve sınıf ayrılıkları” olaylarına bir darbe niteliğinde olması. Dali ise bunu temsil ediyor.
Dizinin olayı ne peki? Dizinin ana hatlarıyla konusu şu şekilde: 8 kişi kendini İspanyol Kraliyet Darphanesi’ ne kilitleyip 10-12 gün boyunca durmadan para basmayı hedefliyorlar. Ama asıl amaç kimsenin parasını çalmıyor olmak. Ve kimseyi öldürmeden görevi tamamlamak. Böylece İspanyol halkının gözünde bir canavar olarak değil kahraman olarak kalmak. Tabii ki her soygun film, dizisinde olduğu gibi ekibin bir “beyni” var. Planı yapan “Profesör” lakaplı bir adam. Ve darphaneye girmeden önce 5 ay boyunca bu 8 kişiyle çalışıyorlar. 5 ay… Profesör her detayı, polisin her hamlesini, ekibin her hatasını hesaplamış ve yüzlerce alternatif plan oluşturmuş. Planlar da karakterlerde olduğu gibi şehir isimlerine sahip; Plan Çernobil, Plan Kamerun, Plan Valencia. Peki bu on gün boyunca polis neden içeri baskın yapmıyor? Rehineler ve hırsızlar aynı kırmızı tulumlar ve aynı Dali maskelerini takıyorlar. Hatta anlaşılmaması için rehinelerin elinde sahte silahlar var. Yani polis bir kere içeri girmeye kalsa da kime ateş edip kimi kurtaracağını bilmediği için polis geri çekilmek zorunda kalıyor. Polis içeri giremedikçe zaman geçiyor. Bizim ekip de para basmaya devam ediyor. Tabii bu sırada ateşli pazarlıklar dönüyor. Ekip içi tartışmalar yaşanıyor. Ama bütün iş de ekipte değil. Profesör dışardan komut veriyor, polislerin arasına sızıyor hatta başmüfettişle sevgili bile oluyor.
Peki, bu hep duyduğumuz “Tokyo”, “Berlin” gibi şehir isimleri ne? Onlar karakterler. Profesörün bahsettiğim 5 aylık eğitim sürecinde söylediği ilk kural kişisel ilişki olmaması. Bu yüzden herkes birbirini şehir isimleri ile çağırıyor. Şimdi karakterleri tanıyalım:
Bu operasyonun beyni olan “Profesör”. Zeki… Çok zeki. Hayatı boyunca bu planı yapmış. Herhangi bir sabıka kaydı, parmak izi ya da fotoğrafı polislerine elinde değil.
Bu “Berlin”. Profesörün eski arkadaşı. Operasyonun darphanedeki başı. Sonradan liderliğini bir darbe ile kaptırıyor.
Bu “Helsinki”. Oslo ile kuzenler.
Bu “Oslo”. Operasyonun ağır abisi. Cüsseli, kaslı.
Bu “Rio”. Operasyonun bilgisayar uzmanı. Aynı zamanda yaşça en küçüğü.
Bu “Denver”. “Moskova”nın oğlu. Belirli bir özelliği yok.
Bu “Moskova”. Ekipteki görevi tünel kazmak. Ama ne tünel…
Bu “Nairobi”. Ekipteki iki kızdan biri.
Bu “Tokyo”. Ekipteki diğer kız. Ayrıca (İlk kuralı bozdu) Rio ile ilişkisi var.
Bu “Raquel”. Polis ve operasyona ara bulucu olarak atanmış başmüfettiş.
Bu “Suarez”. Polis ve operasyondaki özel timin başında.
Son olarak bu da “Angel”. Requel’ in yardımcısı.
Yani dizi özetle böyle diyebilirim ama dizi o kadar harika ki her karakterin hikayenin içinde önemi var. O yüzden bundan sonrası sizde. İyi seyirler