Size bir soru ile başlamak istiyorum. Bir grup insan düşünün. Bunlar 2 metre küplük bir kuyuyu 4 saate kazıyor diyelim. Bu grubu sayısını şimdi ikiye katlayalım. Herkesin eşit hızda kazdığını düşündüğümüzde, ortaokulda öğrendiğimiz doğru orantıyı kullanırız. Bu sefer 2 saatte kazarlar değil mi?
Sorunun cevabına daha gelmeyip grup çalışmasına odaklanalım ilk. Grup çalışması belir
li bir görevi, sorumluluğu grup halinde çoğunlukla iş bölümü yapılan çalışmaya denir. Mesela bir grup projeniz var ve bir tane deney hazırlamalısınız. Basitçe iş dağılımı yapılır sonra işe başlanır. Bazı insanlar grup çalışmalarının mükemmel bir şey olduğunu düşünüyor. Ancak bazılarına göre grup çalışmaları başarısızlığa ve düşük üretkenliğe yol açabilen şeyler olduğunu düşünüyor. Ne demek istediklerini bir deney üzerinden açıklayım.
Geniş ve içinde her türlü şeyin olduğu odaya kendi alanlarında ve genel olarak başarılı insanlar koyuyorlar. Onlara belli hedefler veriliyor ve onlara bir gün veriyorlar. Hemen iş dağılımı yapıp işe koyuluyorlar. Gerçekten de üretken bir şekilde görevlerini tamamladılar.
Sonraki hafta gruba benzer yeteneğe sahip 2 kişi daha ekliyorlar. Gene hedefler veriliyor. Görev dağılımı yaparken tartışma çıkıyor. Hiç kimse öncekisine göre daha fazla görev almak istemiyor, başkasına yüklemeye çalışıyor. Buna Ringelmann etkisi deniyor. Bu etki, üretkenliğin düşmesi olarak tanımlanıyor. Gruptaki kişi sayısı arttıkça, üretkenlik düşer diyor ve biz aynen bundan bahsettik.
Bu deney çok farklı şekillerde yorumlanabilir ama bence bunun sebebi fazla kişi olunca “rahatlama” isteği veriyor. Çünkü o yapamazsa başkaları yapacak. Bundan etkilenen diğerleri de aynı yolu izler. Ayrıca bu sadece görev dağılımında değil, proje sürecinde de gerçekleşir. Mesela X görevini 1 saat içinde yapması gerekiyor. Başkasına yaptırıyor. Kısaca üşeniyor. Tembellik isteği geliyor.
Başta sorduğum soruya dönelim. Aynı şey olacak. Kuyuyu kazarken başkalarına güvenerek tembellik edecek ve daha uzun sürecek. 4 saatten 2 saatte değil 8 saatte kadar çıkabilir.
Ancak bu durum her zaman geçerli değildir. Eğer grup üyeleri grup çalışmasının bilincindeler ise görevlerini tembelleşmeden üşenmeden yapabilirler. Hatta kişi sayısının artması işlerini de kolaylaştırabilir. Bunu destekleyen atasözleri de var. Bir elin nesi var iki elin sesi var, ağaç yaprağıyla gürler…
Sonuç olarak grup çalışmalarındaki kişi sayısının artması grupta tembellik, üşengeçlik hissi yaratıp, üretkenliği de düşürebilir veya artan kişi sayısı sayesinde yapılacak işler daha hızlı ve kolay yapılır. Benim fikrime göre her grup çalışması için bir kişi sayısı limiti vardır. O limit ne yapıldığına ve istenen kaliteye göre değişir. Bu limiti geçince Ringelmann etkisi potansiyeli ortaya çıkıyor. O yüzden grup çalışmalarında alınan kişi ve kişi sayısı o grup çalışmasının üretkenliğinde büyük rol oynayan ögelerdendir diyebiliriz.