Kütüphaneler bizleri küçük yaşlardan beri etkileyen bilgi dünyasıdır. Her çocuk küçükken zihinlerinde ,sınırsız hayal güçlerini kullanarak, kendilerine sonsuzluğa kadar uzanan bir kütüphane hayal eder. Bazenleri yarattıkları kütüphaneleri onları canavarlardan koruyan dünya olarak düşünür, bazıları ise yalnızlıklarını küüphanenin görkemli gölgesinin arkasına saklamak için kuşatırlar. Bunların dışanda olanlar ise kütüphaneyi nefesleri gibi bilirler ve onsuz yaşayamazlar. Kitaplarla, bilgilerle nefes alırlar.
Kütüphaneler kitaplara, kitaplar ise hayal dünyalarına açılan kapılardır. Rafları dolduran her bir kitap, her bir eser ayrı bir gizeme, ayrı bir dünyaya açılan bir kapıdır. Ben ne zaman bir kütüphaneden içeri adım atsam kendimi bir maceraperest, bir roman kahramanı, bir bilgi avcısı gibi hissederim. Kitap rafları arasında dolaşmak, kitablara dokunmak, kitapların kapağını açmak, içlerine şöyle bir göz atmak, buram buram yeni bilgi kokan kütüphaneler bana tarifsiz bir mutluluk verir. Çoğu okur gibi her kitbı okumaya başladığımda kitapların içerisinde kendimi kaybeder, farklı hayallere, düşere dalarım. Bu sürede zaman kavramını yitirirm, saatlerimi kütüphanede masa başında geçiririm. Zaman benim için durmuş olur o saniyelerden itibaren. O kitap, bu kitap, şu kitap derken raflardan raflara koşuşturur; düşlerden düşlere dalarım. Her kütüphaneye ayak basışımda ise bu kütüphane benim olsa onu nasıl dizayn ederdim, nasıl baştan yaratırdım diye düşünürüm.
Dışarıdan bakılınca gökkuşağında bulunan her bir rengin iç içe geçişini yansıtan duvarları olmalı. Bu duvarlara masal kahramanları ile karikatürler yapılmalı ki öğrencilerin, çocukların ve diğer insanların dikkatini, ilgisini kazanabilsin. İçi ise dış duvarlarının tam tersi bembeyaz resmedilsin. Ara ara barışın sembolü olan güvercinlerin, ünlü edebiyatçılarımızın, yazarlarımızın sözleri ve resimleri serpiştirilsin bu gözümüzdeki ak kadar beyaz olan bu duvarlara. Masası ise her öğrenci kitlesine, kategorisine ayak uyduracak şekilde sıra dışı olsun. Kütüphanede hem bireysel, hem de grup halinde çalışmaya uygun büyüklüklerde masalar, koltuklar olsun ki insanlar buraya geldikleri ilk anlarında itibaren kütüphaneyi kendi hayallerine göre kullanabilsin. Görme engelli, işitme engelli vb. gibi engelleri olan kişiler için de alternatifler olmalı benim kütüphanemde. Mesela görme engelliler için tüm kitapların sesli halleri bir cihaza aktarılsın. Veya işitme engellileri için kitaplardaki harfler kabartma kullanılarak yazılabilinir. Bu şekilde her insan kesimine el uzatan bir kütüphanem olsun. Zaten kütüphanemde sadece okumayı bilenler için değil her yaşa hitap edecek şekilde düzenlenmiş olmalı. Çünlü bu kütüphaneye girdikten sonra ne kız-erkek, ne büyük-küçük ne engelli ayrımı olmamalı.
Kütüphanem her yaşa, her kitleye hitap etmesinin yanında hem bilgi edinilebilecek hem de zevk alınabilecek bir yer olmalı. İnsanlar kitap alacakları raflara baktıklarında bile onlara dokunmadan içlerinde yatan anlamlı, önemi hissedebilsinler. Kütüphanemin sadece bir kesime değil tüm dünyaya hitap edmesini isterdim. Hem kütüphanelerde insanların aramak istediği kitaplar da birden fazla olsun, her ciltti bulunsun. Benim hayalim kütüphanem; kitapları okumak için can atan, o kitaptan o kitaba koşan, birçok serüven içerisine girmek için can atan insanlarla dolu bir yer.