Soğuk bir sonbahar akşamüstü ormanda dolaşırken ince, uzun boylu bir adamın bana baktığını fark ettim. Baktığını belli etmemeye çalışsa da çok kez göz göze geldik. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Arabama doğru yürüdüm ve evime doğru yola çıktım. Kırmızı ışık için durduğumda, yanıma duran araca doğru öylesine baktığımda az önce ormanda göz göze geldiğim adam olduğunu anladım. Belki sadece bir tesadüftü ama içimi de bir korku kaplamaya başlamıştı. Yeşil ışık yandığında yeniden hareket ettim. Ama bir gözüm de dikiz aynasındaydı. Evime geldiğimde ormandaki adam yanıma park etti. Onu gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Neyse ki sonunda her şey anlaşıldı. Ormanda bana bakan ve sonunda gelip arabamın yanına park eden adam, uzun yıllardır görmediğim, ilkokuldan sınıf arkadaşım Ali Kerem’den başkası değildi. O da ilk seferde beni tanıyamamış ve konuşmak için emin olmak istemiş. Yıllar sonra gördüğüm arkadaşımla uzun uzun sarıldık ve birlikte bir kahve içtik.