Victor Zsasz, Edward Nygma’yı GCPD binasından dışarı çıkardı ve bir arabaya bindirdi. Jim Gordon, hala buna göz yumduklarına inanamıyordu. Doğruca Yüzbaşı Barnes’a doğru koştu.
Jim:
-Onları takip etmemiz gerekiyor. Nygma’yı Penguin’den korumalıyız.
Barnes:
-Bir ekip topladım bile. Hemen yola çıkıyoruz.
O sırada Jim’i birisi aradı. Arayan kişi, Bruce Wayne’in hem uşağı hem de velisi Alfred’di.
Alfred:
-Gordon! Hemen Wayne Köşkü’ne gelmen gerekiyor. Theo Galavan yaşıyormuş ve Efendi Wayne’den intikam almak için buraya geliyormuş.
Gordon:
-Zaten bu şehir de kim ölüyor ki? Hemen geliyorum.
Jim, Harvey Bullock’un yanına gider.
Jim:
-Wayne Köşkü’ne gitmem gerekiyor. Bu operasyonda olamayacağım.
Daha Harvey nedenini soramadan Jim arabaya doğru koştu.
(Jim Gordon)
Penguin:
-Ed’i getirdin demek ki, Victor. Paranı birazdan getiririm.
Ed gülmeye başladı
Penguin:
-Neden gülüyorsun? Birazdan öleceğin için mi?
Zsasz aniden silahını Penguin’e doğrulttu.
Ed:
-Bu yüzden. Böyle bir hamle yapacağını biliyordum. O yüzden suikastçılarını senden önce kiraladım.
Penguin:
-Peki o kadar parayı nereden buldun?
Arkadan Butch, Tabitha ve Barbara çıkıverdi. Hepsi de Penguin’in güvendiği insanlardı. İhanet ettikleri için Penguin çıldırmış gibiydi.
Penguin:
-Sizi hainler! Hepiniz cezanızı çekeceksiniz!
Ed:
-Ne yazık ki böyle bir şey olmayacak çünkü seni öldüreceğiz.
(Ed Nygma ve Penguen)
O sırada binaya GCPD ekipleri girdi ve ateş açmaya başladılar. Penguin, bu karmaşadan yararlanarak kaçmaya çalıştı. Harvey, kaçan Penguin’i gördü ve onu takip etmeye başladı. Bu sırada da Yüzbaşı Barnes önderliğindeki GCPD ekibi, Nygma’nın adamlarıyla çatışıyordu.
Penguin, o karmaşadan çıktıktan sonra yürümeye başladı. Biraz yürüdükten sonra yanında bir ilan gördü. Bu ihanetle birlikte neredeyse tüm parasını kaybetmişti. Bu yüzden paraya ihtiyacı vardı ve bunun için de en iyi fırsatı bulmuştu. Ülkede yaşanan suç oranları yüzünden vali, büyük ikramiye vermeye karar vermişti. Herkes bir kağıt alıyordu ve ikramiye sayısını bulan, parayı alıyordu. Penguin cebinde kalan son parasıyla kağıdı aldı ve okumaya başladı.
Penguin:
-7,16, 17, 21, 37, 41. Büyük ikramiye mi? Bu kadar şanslı olamam.
Aniden elindeki bilet elinden süzüldü ve yok oldu. Penguin şaşırdı ve sinirlendi. Ancak böyle bir şey hiç yaşanmamıştı. Çünkü Penguin, Scarecrow’un korku gazının etkisi altındaydı. Korku gazı sayesinde en korktuğu şeyi görmüştü.
Scarecrow:
-Merhaba, Oswald. Daha önce hiç tanışmadık. Ama seni Nygma’ya götürmem gerekiyor.
Penguin cevap veremiyordu çünkü hala korku gazının etkisi altındaydı. O sırada Harvey oraya geldi.
Harvey:
-Crane! Hemen o elindeki tırpanı bırak ve ellerini havaya kaldır.
Scarecrow:
-Sen babamı öldüren dedektifsin.
Harvey yaklaşmıyordu çünkü gazın etkisi altına girmek istemiyordu.
Harvey:
-Dediğimi yap yoksa sıkmak zorunda kalırım.
Barnes, aniden Scarecrow’un kafasına bir sopayla vurdu.
Barnes:
-Nygma kaçtı. Penguin ve Scarecrow’u al da GCPD binasına geri dönelim. Onlara sormamız gereken şeyler var.
(Scarecrow)
Jim, Wayne Köşkü’ne gelmişti. İçerden çatışma sesleri geliyordu. Çünkü Alfred ve Galavan yumruk yumruğa dövüşüyordu. Jim şaşırmıştı çünkü Galavan bu kadar iyi dövüşemezdi.
Jim:
-Galavan! Hemen ellerini havaya kaldır yoksa ateş ederim.
Galavan güldü.
Galavan:
-Geri döneceğim.
Aniden sis bombası atarak oradan uzaklaştı. Jim iyice şaşırmıştı.
Jim:
-Galavan ne ara bu hale geldi. Hugo Strange’in işi olmalı. Peki Bruce nerede?
Alfred:
-Selina ile kaçtılar. Nereye gittiklerini de söyleme fırsatları olmadı.
Jim:
-Galavan onları bulabilir. Çabuk benimle gel!
(Theo Galavan / Azrael)