“Onunla tanışmamın bütün hayatımı değiştireceğini bilmiyordum doktor!” dediğim anda gözleri doldu. Oysaki gündelik bir araçtı o fakat benim efendim olmayı başarmıştı. Öğünümün kaçta başlayıp kaçta biteceğini bana emreden ve hatta ne yemem gerektiğini bana söyleyen bir efendi olmuştu. Kısa bir söylemle hayatımın iplerini sıkı sıkı tutmuş bir efendi.
Doktora son cümlelerimi sarf ettikten sonra efendimin huzuruna giden yolu yürümeye başladım. Doktorun binasından çıktığımda arkama dönüp bakmaya korkuyordum. Doktor bile etkilenmişti sözlerimden. Bakmaya korktum çünkü, perdenin arkasından bakıyorsa durum vahimdi. Ve ben bu gerçekle yüzleşmek için henüz hazır değildim. Her ne kadar olasılık olsa bile…
Oysaki doktor, odasından çıktığım anda duygusallığı bırakıp benim dosyamı okumaya başlamıştı. Büyük bir hırsla oturduğu dosyamı okurken efendimi yerip duruyordu. Fakat beni de bir o kadar suçlu buluyordu. Beni de yermesi boşa değildi, dizginlerimi benim verdiğimi anlamıştı ilk cümlelerimden. Bir insan, hayatının hatasını yapan bir kişiyi nasıl ayırt edemesin ki. Sarhoşla ayık insanı ayırmaktan kolay olsa gerek.
İlk cümlelerim; Kara bir kutunun içerisinden çıkan hediye, bir yardımcı. Kutunun üzerinde ise bir teknoloji şirketinin ismi ve görüntüsü ile hipnotize eden bir logo. Yardımcı dediğim ise şimdi efendim, efendim is bilgisayarım. Anlayacağınız üzere doktor, esir aldı bu teknoloji beni. Beni benden aldı doktor.
Bu cümleler benim dosyama koyduğu kendi notlarına yazılı idi ve hepsi benim ağzımdan çıkmıştı. Doktor benim ilacımı bulmuş gibi bir heyecanla ertesi sabah beni aradı. Bir sonraki görüşmenin benim için bir dönüm noktası olacağını söyleyerek efendime olan dikkatimi dağıttı.
Her şey tamamen bilinçli oluyormuş gibi efendimin ekranında üst üste çıkan hatalar sonucunda derin bir uykuya daldı. Günlerimi efendim olmadan zar zor bitiriyordum ki görüşmemizin günü ve saati geldi. Doktorun odasına girdiğimde beni kapının hemen yanında karşıladı ve yerime kadar eşlik etti. Daha kendi koltuğuna oturmadan konuşmaya başladı. “Kitap kurtuluştur, yazarı ise kahraman.”
Sen ilk kendini kurtaracaksın, sonra kahraman olacaksın. Efendin de sana yardım edecek, ama bir şartla!” dedi ve derin bir nefes alarak “Arkasından iş çevireceksin.” Dedi. Hemen ardından” senin efendin ben değilim. Senin efendin sensin!” diyerek cümlelerini bitirdi.
Doktor bana göremediğim köyü gösterdi ve o artık görünen bir köy.