Kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyeye baktı. Kendisine çok benzeyen bir gölgenin orada uyuduğunu gördü. Başta biraz şaşırdı ve annesinin görüp görmediğini kontrol etmek için sandalyede bir değişiklik olup olmadığını annesine sordu. Annesi sandalyenin 5 yıldır aynı sandalye olduğunu ve bir değişiklik görmediğini söyleyince de çocuk biraz şaşırdı. Annesi kapıyı açınca dışarı çıkan çocuk gölgenin de uyandığını, yerden asansöre doğru sürüklendiğini gördü. Beraber asansöre bindiler ve 10. kattan aşağı doğru inmeye başladılar.
Dışarı çıkarken gölgeyi göremedi. Karanlıkta görünmez olan gölge güneşin o parlak ışığının altına çıkınca görünür olmuştu. Gölgenin yaya geçidini kullanarak karşı kaldırımlara geçtiğini görünce onu kaybetmek istemediği için takip etmeye başlayan çocuk, o gün arkadaşlarıyla oynayacakları maç aklından uçuvermişti. Gölgeyi kovalarken yoldan geçen insanları yararak ilerlemesi gerekmişti, bu esnada aldığı darbeler yüzünden birkaç kere dengesini kaybeden çocukcağız kalabalığın arasından zar zor geçiyordu. Sonunda kalabalığın arasında çıktığında gölgeyi kaybetmişti. Daha sonra arkadaşlarıyla yapacakları maçı hatırladı, sahanın yolunu tuttu.
Sahaya vardığında arkadaşlarına selam verdi ancak onlar selam vermek yerine neden geç kaldığını soruyordu. Düzgün bir cevap bulamayınca ise hepsine evde annesine yardım etmesi gerektiğini söyleyerek bir yalan uydurmuş oldu. Biraz sonra başlayacak olan maça hazırlanırken gölgeyi yeniden gördü. Bu sefer ise takım bankında uyuyordu. Muhtemelen maçın başlamasını bekliyordu. Arkadaşlarının gölgeyi görmediğini tahmin edebiliyordu, sonuçta annesi görememişti ancak yine de birine sormak istedi. Aralarından kendine en yakın hissettiği arkadaşını seçti ve bir köşeye çekip bankta uyuyan gölgeyi görüp görmediğini sordu. Arkadaşı gölgeyi görmediğini söyledi. Bunun üzerine arkadaşını orada bırakıp diğer arkadaşlarının maç başlamadan önce beklediği yere gidip onlara katıldı. Arkadaşı da arkasından geldi.
Neden beklediklerini başta anlamamış olsa da daha sonra aralarından birinin ağabeyinin gelip maça hakemlik yapacağını hatırladı. Çok yüksek olasılıkla onu beklediklerini fark edince ise aralarından ayrıldı ve cesaretini toplayıp gölge ile konuşmaya çalışmaya karar verdi. Gölgenin yanına vardığında gölge çocuğun ayak seslerini duymuş olmalıydı ki irkilerek uyandı. Çocuk neden burada olduğunu sorduğunda ise ona ne dediğini anlamayan biri kadar soğuk ve gece kadar sessiz bir şekilde bakmayı tercih etmişti. Daha sonra ise ayağa kalkan gölge koşarak sahanın kapısına doğru gitti ve çocuğa, takip etmesi için bir işaret yaptı. Bunu gören çocuk ise hemen koşmaya başladı, gölgenin kapıyı açtığını görünce bu olaya kısa bir süre anlam veremedi. Arkadaşları sadece o kapıya bakarken ve gölgeyi görmez iken kapının kendiliğinden açılmasını sert bir rüzgâr esintisine bağlamış olmalıydılar ki hiçbiri herhangi bir tepki vermemişti (herhangi bir hareketlenme durumu olmamıştı). Kapıya doğru koştuğunu görünce arkadaşları ona ne olduğunu sordu. Bu soruya da annesine yardım etmesi gerektiğini hatırladığını söyleyen çocuk, kapından çıkarak gölgenin peşinden gitmeye devam etti.
Gölge, çocuğun daha önceden hiç geçmediği, hatta yaklaşmaya bile yeltenmediği ara sokaklardan geçiyordu. Ana caddeye çıktıklarında gölge önce durdu, etrafına baktı. Sanki bir işaret arıyordu. Çocuk gölgenin ne aradığını anlamak için etrafına bakarken gölge yine harekete geçti. Sokağın öbür tarafına geçti ve yine bir ara sokağa daldı. Çocuk da çaresiz, gölgeyi takip etti. Ara sokağa girdiğinde gölgenin ara sokağın ortasında onu beklediğini fark etti. Çocuk gölgenin yanına gitti, gölge yerde baygın yatan, futbol forması giyen bir adama bakıyordu. Adamın kafasının arkasından kan geliyordu. Adama dikkatli bir şekilde bakınca onu tanımıştı, arkadaşlarından birinin ağabeyiydi bu adam. Hakemlik yapmak için sahaya doğru geliyor olmalıydı ancak burada bir şeyler gelmişti başına. Çocuk önce korktu. Gölgenin onu dürtmesiyle kendine geldi. Hemen ana caddeye çıkıp birilerinden yardım istedi. Yardıma koşan esnaf hemen bir hastaneyi aradı. Kısa sürede orada olan ekipler adamcağızı alıp hemen hastaneye yetiştirdiler ve bu esnada gölge ile çocuk da sahaya gidip diğerlerine haber verdiler. Adamın küçük kardeşini de almaları gerekirdi.
Hep beraber hastaneye vardılar, ağabeyin durumunun nasıl olduğunu öğrenmek istediler. Hemşireler onları ağabeyin odasına yönlendirdi ve kapının önünde beklemeleri gerektiğini söyledi. Bunun üzerine bekleyen çocuklar ve gölge doktorun çıktığını görünce ayağa kalktılar. Bu ana kadar aileleri çoktan gelmiş olmalıydı. Ailelerinin yanlarında bulunmaması nedeniyle gelecek haber onları biraz onları korkutuyordu.
Doktor ağabeyin durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. Doktor, daha fazla kan kaybetmesi durumunda olabilecekleri tahmin bile edemeyeceklerini söyleyince, küçük kardeşi istemeden de olsa ağlamaya başladı. Sonra çocuğa dönüp teşekkür etti. Çocuk ise gölgeye döndü ve onun yok oluşunu izledi. Belki gölgeyi daha sonra tekrar görecekti ancak bugün yaptığını asla unutmayacağı kesindi.