Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Pire berber iken, deve tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Tıngır elek, tıngır felek demişler, bu masalı şöyle anlatmışlar. Bir varmış, bir yokmuş, evvel zamanda köyde yaşayan Ateş diye bir çocuk varmış. Babası çok hasta olduğu için dükkana gidemiyor, bu yüzden aile zor geçiniyormuş. Babası hasta olmadan önce aile orta durumlu, mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir aileymiş. Ancak babası hasta olduktan sonra her şey değişmiş. Artık Ateş annesinin yaptığı yemekleri dükkana götürmeye ve dükkana bakmaya başlamış. Her gün erken kalkar ve dükkanı açmaya gidermiş. Dükkanı açtıktan sonra müşteri gelene kadar kitap okur, müşteri gelince müşteriye bakarmış. Sonra tekrar kitap okurmuş. Okuduğu kitap bitince de kitabını başka insanlarla değiştirirmiş.
Günler geçtikçe, Ateş’in babası daha da kötü oluyormuş ve Ateş ile annesi bu duruma çok üzülüyorlarmış. Bir gün dükkana değişik giyimli Ateş’ in buralarda hiç görmediği biri gelmiş. Ateş çok şaşırmış, çünkü normalde köy dışından çok az insan gelirmiş. Müşteriye ne istediğini sormuş. Müşteri “Ben buralara daha önce hiç gelmedim, buranın nesi meşhursa bana onu getir.” demiş esrarengiz adam. Ateş de buralara özel olan Kemalpaşa tatlısını getirmiş. Müşteri çok beğenmiş bu tatlıyı ve “ Ey yeğenim bir yanıma gelsene sen.” demiş. Ateş korkmaya başlamış, hem adam esrarengiz hem de etrafta kimse yokmuş. Adam “Görünmez olsan ne yapardın delikanlı?” demiş. Ateş de babamı iyileştirmek için gereken çok pahalı ve çok az bulunan o ilacı almaya çalışırdım. Zenginlerin hepsinde var ama vermiyorlar.” demiş. Adam da bu duruma çok üzülmüş ve Ateş’i görünmez yapmış. Ateş çok mutlu olmuş ve teşekkür etmiş. Esrarengiz adam gittikten hemen sonra dükkanı kapatmış. Eve koşarak gitmiş, annesine olayı anlatmış. Ancak annesi başta ne olduğunu anlamamış ve korkmuş. Ateş annesinin yanına gitmiş ve annesinin elini tutmuş. Anne beni göremezsin ama beni hissedebilirsin demiş. Annesi Ateş’in burada olduğunu cidden de hissetmiş. Annesine ne yapacağını anlatınca annesi hem mutlu olmuş hem de korkmuş. Mutlu olmasının nedeni kocasının iyileştirilebilecek olması, korkmasının sebebi oğlunun kaybolabilecek olması. Ama annesi yine de gitmesine izin vermiş. Ateş yanına annesinin yaptığı yemekleri almış. Yolda içmek için çok fazla matara almış ve ardından yola koyulmuş. 3 aylık bir aramanın sonunda ilacı bulmuş. Eve dönmesi 1 hafta sürüyormuş. Ateş çok mutlu bir şekilde eve dönmüş ancak anlamadığı bir şekilde evin önünde çok fazla ayakkabı varmış. Ateş ne olduğunu anlayamamış ve evin kapısını tıklatmış. Annesi kapıyı açmış, tüm gücüyle Ateş’ e sarılmış annesi. Sarılmaları bittikten sonra annesi gözleri dolu bir şekilde babasının dün hayatını kaybettiğini açıklamış. Ateş bunu duyunca hıçkıra hıçkıra tüm 1 hafta boyunca ağlamış ve yataktan çıkmamıştı. Bu olaydan sonra kendine babasının dükkanına çok iyi bakacağına söz vermişti.