Evren değişik düşünceler ve değişik teoriler ile zıt fikirlerden ibaret. Evren doğru ve yanlışın ayrımı ile iyi ve kötünün farkından oluşur. Ayrıca iyimser ve kötümser insanlardan. Kötümser olan insanları “karamsar” diye nitelendiriyorsunuz hatta dışlıyorsunuz lakin onlar hayal kırıklığına uğramıyor sizin gibi değiller, sizin gibi bir şeyin en iyisini düşünürlerse, kötü bir durumda elleri boş kalır hatta yaşayacakları hayal kırıklığını hep peşlerinden sürüklerler. Karamsarlar illaki üzgün insanlar değildir, onlar geleceği gören evreni bilen insanlardır. “İyiyi düşünüp hayal kırıklığına uğramak yerine kötüyü düşünüp yanılmayı tercih ederim.” denmiş.
Mutluluk deyince akla ne geliyor peki? İnsanlık olarak sadece üzüntüyü hisseder ve yaşattırırız. Mutluluk ise üzüntüden kısa bir süre de olsa kurtulabilmek için uydurduğumuz bir kavramdır. Mutluluk bize göre değildir, illaki bizi bir şey üzecektir. Ya ayağınız takılır ya da kötü bir haber alırsınız, dediğim gibi mutlaka bir şey olacaktır. Benim bu fikrim yeni değildir lütfen yanlış düşünmeyin, ben bu düşüncemi yıllardır savunuyorum. Tabii ki de serotonin yok gibi bir şey diyemem, üstüme vazife değil. Ben aslında mutluluğun insanların sandığı gibi bir şey olmadığını açıklıyorum. Üzüntü faslından sonraki kısa molamızdır.
Ne kadar çabalarsanız çabalayın kaybetme ihtimaliniz hep orada olacak. Şimdi o karamsar dediğiniz insanlara bakınız, beklentileri yok, tek hayal kırıklıkları olumlu bir şey olması. Siz ise bardağın dolu tarafından bakarak boş olan kısmını zihninizden silmeye çabalıyorsunuz, kendinizi kandırmaya çalışıyorsunuz. Bunu isterseniz evrene bağlayın, isterseniz şans deyin şayet ben lanet diyorum. Bu insanlığın laneti. Neden mi? Çünkü biz sebepsiz yere birbirini öldüren tek varlıklarız, acı çektiren tek varlıklarız. Bu nedenle mutsuzluk bizim lanetimizdir.
Ters gidebilecek her şey ters gider. Kaostur bizim olayımız veya evrenin olayı diyelim. Mutlulukla başlamamın nedeni ise basit bir örnek verebilmemdi. Siz mutluysanız her zaman üzgün olma olasılığınız vardır ve o olasılık ilelebet gerçekleşecektir. Aynı gün olması şart değil ondan sonraki yakın zamanda gerçekleşir. Aşktaki karmaşa gibi, siz karşı tarafı sevmeyi bıraktığınız anda size takıntılı olurlar. “Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.” Murphy Kanunun, kurallarından biri. Bu kanunun bütün kuralları hayat ile bağdaşıyor. Hepsine dair örnek verebilirim veya benim vermeme gerek yok zaten anlaşılıyor hepsi.
-
- “Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir.”
- “Çözülen her problem yeni problemler yaratır.”
- “Her şey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır.”
- “Bir şeyle fazla oynarsanız, onu bozarsınız.”
- “Ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir.”
- “Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.”
- “Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.”
- “Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.”
Fark ettiğiniz gibi neredeyse hepsine değindim bile. Bunlar günlük hayatta sıkça karşılaştığımız durumlardır. Etrafınızı dikkatli bir şekilde inceleyin lütfen, dediklerimin doğru olduğunu göreceksiniz. Bu bizim lanetimiz, hayatımızda doğru bir şeyin olmaması bizim lanetimiz.