Görselleştirilmiş Doğal Duygular

Neredeyse hepimiz bir televizyon aracılığıyla veya sinema aracılığıyla en az bir film izlemiştir. Filmler insanların hayatını şekillendirmiştir, ne de olsa vakit geçirmenin en iyi yollarından biridir.

Filmler kesinlikle insanların duygularında değişikliğe yol açar, açmak zorundadır. Bir film gerçek olaylar üzerine çekilmiş olmak zorunda değildir, aksine çoğu yaşanmamasına rağmen insanlarda değişikliğe yol açabilir. Bunun en büyük sebebi filmin gerçekçiliğe değil, verdiği mesajlarla alakalıdır. Örneğin, asla gerçek olamayacak bir bilim-kurgu filmi eğer her insana güvenemeyeceğimizi anlatıyorsa gerçek hayattaki olaylarla bağdaştırabiliriz. Komedi, bilim-kurgu, korku, aksiyon, gerilim ve çizgi film gibi türler kesinlikle bir duyguyu anlatmalıdır. Bana göre bu filmler eğer bir duygu anlatmıyorsa konusu önemli değildir. İzlediğim bir filmden bir sonuç çıkarabilmeliyim bunun içinde duygulara ve bana bir ders verilmesine ihtiyacım var. Eğer filmler duygu barındırıyorsa herhangi bir fikirle çelişme olasılığımız ise baya yüksektir. Kendi düşüncemizin arkasında kalabiliriz veya izlediğimiz film bizim düşünce tarzımızı değiştirebilir.

Şöyle bir düşünün; bir film izliyorsunuz, filmin başına oturdunuz ve patlamış mısırınız hazır. Filmin ortalama doksan dakikada bittiğini varsayalım. Filmi izlerken hiçbir duygu değişikliğine maruz kalmadınız, yani film sizi hiç üstünde ağır ağır düşündürmedi. Doksan dakikanın ardından koltuktan kalktıktan sonra benim vereceğim ilk tepki “ben az önce ne izledim ve neden izledim” olur. Zevk almak ve bir şeyler öğrenmek için başına oturduğum bir filmden zevk alamayacaksam veya hiçbir şey öğrenmeyeceksem ben o filmi neden izleyeyim… Hayatımdan doksan dakika çalmış olurum. Bir hainlik olur, bir sevinç olur hatta bir politik düşünce bile olur. Eğer o filmi izledikten sonra bir şey hakkında fikrim değişecekse o film bana göre izlemeye değerdir. Aksi taktirde o film izlenmez. Bence aynı şeyler diziler içinde geçerlidir. İzlediğim bir dizi bana herhangi bir şey hakkında bir fikir vermiyorsa o dizi izlemeye değmezdir. İçine baktığımız zaman dizi ve filmlerin bir hikayesi vardır. O hikayeler bir şey hakkında en ufak bir fikir bile vermiyorsa o diziyi izlemem. O hikayelerin arkasında bir duygu olur ve hikâyenin yaptığı aslında o duyguyu yansıtmaktır. O duygularda belirli sebeplerden meydana gelir. Filmleri ve dizileri aslında “görselleştirilmiş duygu parçası” diye tanımlayabilirim, çünkü o hikâye barındırdığı duygular ile şekillenir.

Şöyle ki filmin ne kadar iyi olduğu sadece var olan ses ve görsel efektlerle değil aynı zamanda sağlam bir hikâye ile belirlersin. Eğer izlerken kafan çok karışır ve neyin ne olduğu hep birbirine girmeye başlıyorsa o zaman filmi izlemek çok daha zorlaşır ve hiçbir şey anlamama ihtimalin artar. İyi bir film izlemeden önce önceki izleyicilerin yorumlarını göz önünde bulundurmayı unutmayın!

(Visited 27 times, 1 visits today)