Uzun boyunlu, uzun bacaklı, renkleri pembeden kırmızıya kadar değişen tonlarıyla, göllerde yaşayan, göllerde beslenen ve yuva yapan flamingolara bakmaya doyamazsınız.
Kışın havuç yerseniz, yazın güneşlenirken teniniz daha çabuk ve güzel bronzlaşır aynen bunun gibi flamingoların yedikleri carotene (karoten) içeren besinler, tüylerinin rengini belirler. Tüylerindeki kırmızı renk tonları yedikleri yiyeceklerin içerdiği karotin miktarına göre değişir.
Flamingolar bir inşaat ustası gibi yuvalarını yapar. Yuvalar, çukur şeklindedir; çukur, üstüne oturulabilecek gibi şekillendirilip uzun bacaklarını kıvırıp gövdelerinin altına sığdırıp bağdaş kuracak rahatlıkta olur. Rahatlık gerekir; çünkü, yuvalarda, küçük flamingo yumurtaları olacaktır. Sular yükseldiğinde de, yumurtaları koruyacak yuvaların yapımı, ustalık ister.
Ördekler gibi beslenirler, ördekler gibi yüzerler; küçük balıkları, yumuşakça, kabuklu ve organik besinleri de sevdiklerini ortak özellikleri olarak tanımlayabiliriz.Tabi ki, menüde yengeç, karides, eklem bacaklı hayvanlar, karınca larvası ve yosun olursa da, asla reddetmezler.
Flamingolar uçabilir dersem eminim çok şaşıracak ve hiç uçan flamingo görmediğinizi de söyleyeceksiniz. Savunmasız olduklarından genelde geceleri uçarlar ve ıssız bölgelerde ürerler. Toplu yaşam yerlerinde de kısa mesafe uçuşlarını görmeniz mümkündür.
Aile bağları kuvvetli olan flamingonun, dişisi konik yuvalarına birer yumurta bırakır ve o yavru, yumurtadan çıkana kadar sadece dişi değil, eşleri de sırasıyla kuluçkaya yatıp yumurtayı ısıtırlar. Bir ay gibi bir sürede de gri yavrular ortaya çıkar. Yavrular, üç ayda ayrı topluluklar kurmaya hazır hale gelir.
Dişilerin yılda bir yumurtlayanı olduğu gibi üç dört yılda bir yumurtlayanı da vardır. Yaşam alanlarında, çoğalıp pembe pembe süzülerek gözlerimizi okşayan bu güzel kuşları daha nice şiirlerde, şarkılarda, hikayelerde görmek dileğiyle, asil kuşları sevgimle selamlıyorum.