Fırtınalı ilişkiler, güneş gibi yüzler, aydınlık gelecekler ve bunun gibi pek çok hava durumunun ruh halimizle bağdaştırıldığı deyimlere ve atasözlerine oldukça sık rastlarız. Peki bu metaforların gerçeklikle bağlantısı ne kadardır? Civa yükseldiğinde kanımız kaynar ya da kasvetli gökyüzü kafamızı bulandırır mı?
Birçoğumuz kış aylarında bu hastalığa sahip olduğumuz konusunda alaycı olsak da mevsimsel duygu durum bozukluğu (SAD), diğer bir değişle mevsimsel depresyon, gerçek bir rahatsızlıktır ve daha soğuk iklimlerde yaşamayı birçok insan için bir zorluk haline getirebilir. SAD hastalarının özellikle sabah saatlerinde güneş ışığına maruz kalmalarının kendilerini daha iyi hissetme eğiliminde olduklarını bulmuştur. SAD nadir görülmesine karşın bu rahatsızlıktan mustarip olmayanların bile kış aylarında veya daha soğuk iklimlerde ruh hali seviyelerinde ve refahta düşüş yaşayabileceğine dair bulguların varlığı da dikkat çekmektedir.
Bir çalışmada ise ideal 20 ° C’lik sıcaklıktan uzaklaşıldığında yardımlaşma oranlarında düşüşler meydana geldiğini öne sürülmüştür. Daha sıcak yıllarda, aylarda, günlerde ve saatlerde saldırganlık oranları daha yüksektir, bu da cinayetler, isyanlar ve araba kornası için gözlemlenebilir bir modeldir. Beysbol atıcılarının sıcak günlerde vurucuları vurma olasılığı daha yüksektir, bu sadece terli parmaklara sahip olmanın bir sonucu değildir.
Bir diğer husus ise iyi havanın sembolik çağrışımlar yoluyla ruh halimizi etkileyebileceği bulgusu. Basitçe söylemek gerekirse, iyi hava “yüzme, piknik ve diğer gezilerle ilgili düşünceleri harekete geçirerek olumlu düşüncelerle ilişkilendirilirken bulutlu günlerin çoğu insan tarafından iptal edilen planların hayal kırıklığı ve yağmur ve karın sıkıntısı ile ilişkilendirilebildiği.
Bunlara ek olarak Ulusal Yaban Hayat Federasyonu’nun 2011 raporuna göre, küresel ısınmanın ABD’de önemli psikolojik ve halk ruh sağlığı etkileri olabileceğine değindi. Kasırgalar, kasırga, sel ve tsunamiler gibi ekstrem hava olaylarının yaşandığı yüksek riskli bölgelerde yaşayan insanlar da fiziksel ve zihinsel stres için yüksek risk altında olabileceği bilgileri alındı.
Diğer bir yandan ise Emotions dergisinde 2008’de yayınlanan bir çalışmada, günlük anketler aracılığıyla 1.200’den fazla yetişkin erkek ve kadının kişiliklerini ve ruh hallerini değerlendirdiler ve ardından yerel hava durumu ile çapraz referanslar oluşturdular. Sıcaklık, güneş ışığı, rüzgâr ve yağış gibi iklimsel faktörlerin olumlu ruh hali üzerinde bir etkisi olmadığını ancak sıcaklık, rüzgar ve güneş ışığının olumsuz ruh hali üzerinde etkisi olduğunu buldular. Artan sıcaklık, olumsuz ruh hali üzerinde çoğunlukla olumlu bir etkiye sahipken, artan rüzgâr ve azalan güneş ışığı, olumsuz ruh hali üzerinde çoğunlukla olumsuz bir etkiye sahipti. Güneş ışığının, katılımcıların ne kadar yorgun olduklarını söyledikleri üzerinde de etkisi olduğu bulundu.
Şu ana kadar hava olaylarının duygusal durumumuza olan etkileri hakkında yapılan araştırmaların ortaya koydukları donelerin farklılıklar göstermesi ayrıca bu alanda yapılan araştırmaların çaplarının küçük olması ve yeterli sayıda olmaması şimdilik kesin cevaplar sunulmasına engel olabilir. Lakin edebiyat, resim, sinema, fotoğrafçılık ve diğer sanat dallarında kullanılan aydınlatmaların ve çevre tasvirlerinin karakterlerin içinde bulunduğu mantalitenin ve eserin genel duygusunu, tarzını ortaya koyması bile hava koşularının ruh halimizle bağlantısız olamayacağının en basit göstergelerinden biridir.