Sabah uyandım. Bu gün çok mutluydum. Doğum günümdü. Dışarı çıkmak üzere yemeğimi yedim üstümü giyindim. Ali ve Seda’yla aşağıda oyun oynamak için montumu ve ayakkabımı giyindim. Tam montumun cebine elimi soktum ve bir kağıt hissettim, cebimden kağıdı çıkardım ve bu bir mektuptu hemen okumak üzere açtım. İçinde bizim mahalledeki yıkılmış, korkunç bir evin fotoğrafı vardı. Ali ve Seda’nın yanına koşarak gittim ve onlara bu mektubu gösterdim onlar da çok ürpermişlerdi. Hepimiz kendimizi toparladık ve o adrese gitmeye karar verdik. Hemen eve gidip el feneri, ip, atıştırmalık ve su aldık. Herkes bisikletleri ile aşağıda hazır bekliyordu. Hemen koşarak bisiklete bindim ve adrese ilerledim. Yolda o kadar korkuyordum ki tüylerim diken diken olmuştu. Adrese geldik ve yine korkunç, yıkık dökük o evi gördük. İçeri girdik bir de ne göreyim bütün arkadaşlarım ve ailem oradaydı. Ali ve Seda’da bana ürpermiş rolü yaptılar. Evin içini bir görseniz her yer pırıl pırıl ve tonlarca eşya ile süslenmişti. Çok aksiyonlu bir gündü.