GİZLİ GÖREV

Ben bir ajan polisim.Çalıştığım yerin müdürü bana çok zorlu bir görev verdi. Hiç bir ajanın yakalayamadığı bir hırsızı yakalamam gerekiyordu. Bu hırsız çok tehlikeliydi çünkü insanları bayıltıp soygunu yapıp hemen oradan ayrılıyordu. Onun kaçırdığı insanlar da vardı. Hemen işe koyuldum. Bu hırsızı aramak için önce ülkenin en büyük bankasına gittim. Burada her şey normal ilerliyordu. Sonra ülkede gezinmeye devam ettim eski yıllardan kalma harabeye dönmüş, terk edilmiş bir sokak gördüm. İçimden ”Bence bu sokak geçmişinde çok kötü şeyler yaşamış” dedim. Sonra ilerlerken harabeye dönmüş şatoya benzeyen eski bir banka gördüm. Önünde iskelet işareti vardı. Altında da “Girmek yasaktır” yazıyordu ama benim işim araştırma olduğu için “Bir sakıncası olmaz” diye düşündüm. İçeri girdim. İçeride hiç kimse yoktu. Ama yanda tozlu para çuvalları vardı. ”Burada hiç tehlikeli bir şey yok.“ diye düşündüm. Ama yanlış düşünmüşüm. Tam merdivenin ilk basamağına ayağımı basacaktım ki, arkamdan kafama sert bir darbe aldım. Bu darbe beni bayılttı. Gözlerimi açtığımda bana dikkatle bakan, hiç tanıdık gelmeyen bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Bana bakan bu adam bana “ İsmin ne?” diye sordu. Ona ismimi söylemedim. O sırada içeriye siyah gözlüklü polisler geldi. Gösterdikleri hırsız o adama çok benziyordu. O kişiler beni hapishaneye atmaya çalıştılar. Sonra ajan rozetimi gösterdim, oradan bir fırsatını bulup kaçtım. Yanımdaki adam da saklanmıştı onu görmediler. Sabah oldu yeniden ajanlar beni alıp çalıştıkları yere götürdüler. Yanımdaki adamı da tutukladılar. Bana yanımdaki adamın benim aradığım hırsız olduğunu söylediler. Ben dışarı çıktım. Hırsız hücresinde değildi. Sonra hırsızı bulup onu yakaladım beni tanıdığı için korkmadı. Sonra onun arkasından gelirken onu kelepçeleyip götürdüm. Müdürüm beni bir üst rütbeye çıkardı.

(Visited 50 times, 1 visits today)