O gün okula gittiğim sıradan bir gündü. Araştırma ödevim için kütüphaneye gittim. Kitaplara göz atarken, gözüme bir kitap çarptı. Konu ile hiç ilgisi olmayan, hatta kapağında hiç bir şey yazmayan bir kitaptı. Merakla okumaya başladım, her sayfada bir cümle yazıyordu. En sonunda 166. sayfasını çevirdim.Karşıma el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası çıktı.Telefonum yanımdaydı ve numarayı aradım ama kimse açmadı. Bunu şaka yapmak isteyen bir öğrencinin yapmış olduğunu düşündüm ve kitabı aynı yerine bıraktım. Olayın üzerinden bir kaç gün geçti ve telefonum çaldı. Arayan o numaraydı. Açtım ama sadece sessizlik vardı ve telefon kapandı. Açıkçası merakım artmaya başlamıştı. Bu gizemi çözmeliydim. Numarayı araştırmaya başladım ve hiç bir şey bulamadım. Aradan yine günler geçti. Sürekli bu numara aklıma takılıyordu ve arkadaşlarıma sormaya karar verdim. Onlarla konuşunca merakım daha da artmaya başladı. Aynı kitabı onlar da okumuş ve bu numarayı aramışlardı. Maalesef onlar da hiç bir şey bulamamışlardı. Sonunda beraber araştırmaya başladık. En sonunda arkadaşımın anneannesinin bizim okulda öğretmenlik yaptığı aklımıza geldi ve ona sorduk. Kitap 1973’te basılmıştı. O ise bu numaranın 1987’de bir öğretmen arkadaşına ait olduğunu ve onun da bizim okulda çalıştığını, ayrıca öğretmenin aniden bir gün ortadan kaybolduğunu anlattı. En son onu görenlerin kütüphanede elinde eski bir kitabı okurken hatırladıklarını söyledi ve kitabın da o günden beri ortada olmadığını da ekledi.
Bu numaradan hala belirli aralıklarla aranıyorum ve bu numara hiçbir şebekede kayıtlı değil.
