Bir yaz sabahıydı ama bu sabah diğer sabahlardan çok farklıydı. Normalde beni babam uyandırırdı ancak bu sefer beni sitemizin kuryesi uyandırmıştı. İlk başta şaşırdım ama ikinci bakışta gerçekten de bizim kuryemiz olduğunu anladım. Kurye, “Acil mektup!” diye bağırıyordu. Hemen kuryenin elinden mektubu alıp odadan çıktım.
Mektubu açtığımda, bu mektubun arkadaşım Ali tarafından gönderildiğini gördüm. Hemen okumaya başladım; mektubun içinde, bugün saat 4:30’da bir doğum günü partisine çağrıldığımı yazıyordu. Mektubu cebime koyup üstümü giyindim. Kahvaltıdan sonra ilk işim arkadaşım Ali’yi aramak oldu. Ali’yi aradığımda, Ali bu partinin çok güzel olacağını sürekli tekrar ediyordu. Ancak, Ali’nin sesi eskisinden daha boğuk gelince endişelendim. Tam ona “İyi misin?” diye soracakken, Ali telefonu kapattı.
Ben de evden çıkıp Ali’nin mektupta yazdığı adrese gittim. Adresteki yer güzel gözüküyordu ama mekanda Ali dışında tanıdığım bir kişi bile yoktu. Bunu Ali’ye söylemeye giderken, önüme o tanımadığım insanlar çıktı. Onlara “Ali’ye bir şey soracağım.” diyerek geçmek istedim ama beni umursamayarak “Ali’ye gidemezsin!” dediler.
Son anda onlardan kurtulup Ali’nin yanına gitmeyi başardım. Ona neden beni çağırdığını sordum çünkü buradaki insanların hiçbirini tanımadığımı söyleyince benden özür dileyip sarıldı. Ben de ona “Doğum günün kutlu olsun!” diyerek sarıldım.