Gizemli numara

Yağmurlu bir günde,evime doğru giden otobüsteydim,kulağımda kulaklıklarım takılı,otobüsün arka köşesinde sakin bir melodisi olan şarkıyı dinliyordum.Kulaklığımdan yeterince ses gelse bile beynimdeki sesleri durduramıyordum,ben her ne kadar olumlu düşünmeye çalışsam da beynim bana ihanet edercesine sürekli olumsuz düşünüyor ve bu durum da başıma ağrılar girmesine sebep oluyordu.Bunları düşünürken aynı zaman da etrafımı izliyordum,yağmurdan dolayı evlerine aceleyle koşuşturan insanlar,mağazaların içinde sakince çaylarını içip kitaplarını okuyan insanlar,evlerinin camlarından dışarıyı izleyen insanlar.İnsanlar hayata mutlu bir şekilde bakmak istiyor ama hayat o kadar da toz pembe değil,insanın bir günde hayatı değişebilir,bir günde çok mutlu olabilir,bir gün ise dibe öyle bir çöker ki yıllarca o insanı kurtaramazsınız,ben bunları düşünürken otobüs evime doğru yaklaşmıştı.

Yavaşça oturduğum yerden kalktım,otobüsün ortasına doğru geldiğimde,otobüsün durması için butona bastım,birkaç dakika sonra otobüs durmuş bende dışarıya doğru adımlamıştım.Yağmur hala devam ediyordu,birkaç dakika öylece kaldırımda dikildim,yağmurla beraber düşüncelerimde akıp gidiyor beynimi işgal eden düşünceler yağmurlar karışıp sel oluyordu.Yavaş adımlarla evime doğru yürümeye başladım,bu arada hala müzik dinliyordum,bu sefer daha tempolu ancak anlamı hüzünlü olan bir şarkı dinliyordum.Eve doğru gidecekken yolumu değiştirmeye karar verdim ve sağ tarafa doğru yürümeye başladım,aynı zamanda şarkı dinliyordum,sokaklar sanki havadan dolayı kasvetlenmişcesine renklerini siyaha çeviriyor ve insan ister istemez olumsuz düşüncelere kapılıyordu.bu düşünceleri es geçerek yürümeye devam ettim,daha sonra ise sürekli gittiğim kafeye doğru ilerledim,kafe iki katlıydı,dışarıdan bakıldığında tam masaldan çıkmış gibiydi,dışarısında duran ufak ledler ve etrafındaki bitkilerle insanı büyülüyordu.İçeri doğru adımladım,çay ve kahve kokusu tüm kafeyi sarmıştı vitrinde görünen kurabiyeler iştah açıcıydı,kasaya doğru gittim ve bir yeşil çay ve kurabiye istedim,biraz beklemenin ardından siparişim geldi ve ben onları alıp merdivenlere doğru yönelerek kafenin üst katına doğru gittim.

Üst kata geldiğimde kafenin ufak ama içinde dünyayı bulunduran kütüphanesine geldim,cam kenarında olan bir masaya doğru yönelip oraya oturdum,kulaklıklarımı çıkarıp masaya bıraktım,çayımı ve kurabiyemi bitirdikten sonra kütüphaneye ilerledim,istediğim kitabı bulmak için kitaplıkta gezindi parmaklarım,daha sonra istediğim bir kitap bulduğuma karar verdiğimde aldım elime,kitabın üzerinde bir taç amblemi vardı,arkasını çevirdim ve konusuna baktım,kitap bir kızın krallığını korumak için neler yaptığının hikayesini anlatıyordu,kızın çektiği onca acıdan sonra nasıl bunlarla başa çıktığını anlatıyordu aynı zamanda başından geçen olayları anlatıyordu.Hemen okumaya başladım,zamanın geçtiğini farketmemiş olacağım ki,anca kitap bittiğinde kafamı kaldırmış ve dışarı baktığımda ise havanın karardığını ve saatin çok geç olduğunu görmüştüm,neredeyse kafeyi kapatacaklardı.Eşyalarımı toplayıp kitabı kitaplıktan aldığım yere koymuştum,daha sonra ise hızlı adımlarla aşağı inmiştim,kasadaki kıza baş selamı verip hızlı bir şekilde kafeden çıkmıştım.

Dışarı çıktığımda yağmur dinmiş,yerine yağmurdan sonraki o toprak kokusuna bırakmıştı,evime doğru ilerlerken arkamdan bir ses gelmiş ben o yöne baktığımda ise birinin bana doğru geldiğini farketmiştim.Farkettiğim anda ise son hızımla koşmaya başlamıştım,hızlı bir şekilde evimin önüne geldiğimde ise hemen cebimden anahtarımı çıkarmış ve hızlı bir şekilde evime girmiştim.Nefes nefese yere oturmuş nefesimi düzenlemeye çalışıyordum,daha sonra ise cebimde ‘Hemen beni ara!’ yazan bir kağıt parçası buldum.Buruşturulmuş kağıtta son rakamı silinmiş bir de numara yazıyordu.

(Visited 16 times, 1 visits today)