Merhaba, benim adım Zeynep. Benim bir abim var, adı Ahmet. O 19, ben ise 18 yaşındayım. Benim babam bir dedektif. Biz ona dedektif işlerinde yardım ederiz. Geçen hafta başımıza neler geldi neler bir bilseniz! Şimdi size olanları anlatacağım:
Sabah erkenden kalktım. Önce abimi uyandırdım. Sonra birlikte mutfağa indik.
Annem:
- Babanız sizi yukarıda bekliyor, dedi.
Birlikte yukarı çıktık. Babamın önünde bir sürü gazete vardı. Babam bizi görünce dedi ki:
- Hoş geldiniz. Bugün yeni bir kaçak haberi duydum. Laboratuvardan birkaç ilaç çalmış bu adam. Polis peşindeymiş. Benden de bu adamı yakalamak için yardım istediler. Siz de bana, bu adamı yakalamam konusunda yardım eder misiniz?
Zeynep:
- Tabii ederiz.
Babam:
- Güzel, hadi gidelim.
Ahmet:
- Nereye gideceğiz?
Babam:
- Eski terk edilmiş bir eve…
Zeynep:
- Peki, adamı nasıl tanıyacağız?
Babam:
- Bu adamın bir özelliği var; sürekli üzerinde baykuş deseni olan siyah tişört giyiyor. Ayrıca farelerden aşırı korkuyor.
Bu sırada ben hemen en yakın arkadaşımız Hakan’ ı aradım ve ona olayı anlattım. Çok heyecanlandı ve şöyle dedi; “Gelirim ama bir şartım var.” Hakan’ a şartının ne olduğunu sordum. Yanına motorunu da alacağını söyledi. “Tamam.” dedim. Ben, abim ve Hakan birlikte babamın bahsettiği eve gittik. Dış kapı açıktı. Yavaşça içeri girdik. Yukarıdan garip sesler geldi. Birlikte oraya doğru yürüdük. Odada bir adam duruyordu. Aradığımız adam oydu. Çünkü babamın bahsettiği gibi üzerinde baykuş desenli siyah tişört vardı. Hakan hemen cebinde getirdiği oyuncak fareyi odanın ortasına attı. Adam fareyi görünce bir çığlık attı ve odanın köşesine kaçtı. Ben ve Hakan hemen kapıyı kilitledik. Ahmet de o sırada hemen polisi ve babamı aradı. Babam ve polisler 20 dakika sonra geldiler. Polisler adamı yakaladı. Biz de evimize gittik. Bir görevi daha başarıyla bitirdik.