Bir zamanlar Jack Tyson adında bir delikanlı yaşarmış. Bir sabah annesi, Jack’ten yumurta almasını istemiş. Jack, yumurta pazarından aldığı yumurtaları eve götürürken çalılıklardan bir ses duymuş. Endişeyle yumurtalarını yere bırakıp hemen eline bir sopa almış. Çalılıklardan sadece küçük bir tavşan çıkmış ve Jack çok şaşırmış. Tavşan bir anda konuşmaya başlamış:
“Ben buraya seni saraya götürmeye geldim. Kral Alexander seni bekliyor.”
Jack bu lafı duyunca çok sevinmiş çünkü bu, köyün en zengin insanı tarafından çağrıldığını gösteriyormuş. Yumurtalarını alıp hemen eve koşmuş ve annesine bağırmış:
“Annnnneeee! Kral tarafından bir davet aldım!”
Annesi buna çok sevinmiş ve Jack’i hemen krallığa göndermiş. Saraya girdiğinde elmalı turta kokusu her yeri sarmış. Kral Jack’e şöyle demiş:
“Delikanlı, hoş geldin. Otur bakalım, sana bir görevim var. Ormanın derinliklerinde bir ejderha var. Bizim krallığımız için ejderhanın altın kılıcını alır mısın?”
Jack kafasını sallayarak onaylamış ve ormana doğru yola çıkmış. Ormanın derinliklerinde bir mağarada ejderhayı uyurken yakalayıp altın kılıcı almış. Hızla saraya koşup kılıcı teslim etmiş. Bunun karşılığında kral, Jack için bir tören hazırlatmış ve bunu hep birlikte kutlamışlar.