Bir pazar sabahı uyandım ve yüzümü ılık suyla yıkadım böylece kendime geldim. Ondan sonra direk masa başına geçip kahvaltı yaptım ve bunları yapmamın tek sebebi ise yıllardır görüşmediğim arkadaşımla buluşacak olmamızdı ve çok heyecanlıydım bir de o da benim gibi kitap severdi. Benim gibi her gün kitap bitirmeye çalışır ve bitirirdi bu yüzden heyecanlıydım ve hemen üstüme güzel kıyafetlerimi giyip evden hemen çıktım ve buluşacağımız semt Taksim’e gittim. Taksim de bir kahvecide oturup konuşacaktık hayatımızla ilgili ve yarım saat ve bir saat sonra çok sıkıldık ve kütüphaneye gittik ve orada inanılmaz şeyler yaşandı.
Kitaplarla dolu bir odaya vardığımızda ikimizde direk bir kitabı gözümüze kestirdik ve direk o kitaplara doğru yol aldık. İlk önce arkadaşım fantastik kurgu olan Paradokya kitabını aldı ve birlikte kitabın arka kısmını okuduk ve çok gizemli bir kitaba benziyordu. Bense adının olmadığı çok yıpranmış bir kitap aldım çünkü çok merak etmiştim asıl gizemli olan benim kitabım gibi gözüküyordu ve öyleydi.
İkimizde kahvelerimizle birlikte kitaplarımızı açıp okumaya başladık ve ben yirmi üçüncü sayfaya geldiğimde el yazısı ile yazılmış bir sayfa buldum ve az da olsa ürperdim. Direkt arkadaşıma bir bakış attım ve o beni anladı çünkü kağıdı o da görmüştü, alelacele kütüphanenin çalışanına sorduk ve bize bu kitabın 6 yıl önce yaşlı bir amcadan geldiğini söyledi ve birazcık tasvir etti. Uzaktan benim 6 yıl önce ölen dayıma benziyordu anlattıkları ama bunun olabileceği çok zordu çünkü dayım kitap okumayı sevmez ve evden dışarı haftada bir kere falan çıkardı. Neyse el yazısıyla yazılmış sayfada farklı farklı resimler vardı ve bu resimler benim küçüklüğümü hatırlatıyordu. Arkadaşımla vedalaşma zamanı gelmişti ve onu galiba aylar ya da yıllar tekrar göremeyecektim ama nedense arkadaşımdan çok bu gizemli kitap beni korkutuyordu. İnsan olarak direk ailemin yanına babam ve anneme gittim ve durumu açıkladım. Bana gülümseyerek sanki rüya anlatıyormuşum gibi baktılar ama ben bunun peşini bırakmadım ve araştırmaya devam ettim. Kitabı okumaya devam ettim ve son sayfasında bana bir yere gitmemi söylüyordu ve orası benim küçükken gittim kreşti. Bu beni ürpertti ama bir yandan dayım olduğunu anladım.
Direk yüzümde bir gülümseme belirdi çünkü dayımın çok ileri hatta baya ileri görüşlü biri olduğunu anladım ve böyle bir dayım olduğu için çok mutlu oldum. Nedeni ise ölmeden günler önce gideceğim kütüphaneye, seçeceğim kitaba kadar ve 23.sayfasına el yazısıyla bırakılmış bir sayfa ile beni etkiledi ve bunun benim küçüklük anılarımı hatırlatması duygulandırdı ve en komiği ise annem ve babam zaten dayımın böyle bir şey yaptığını bilmesi. Neyse bu da güzel bir anım oldu ve dayımın ne kadar iyi bir adam olduğunu anladım.