Gerçekten Çok Mu Yalnızız?

Geçmişe baktığımızda fark ederiz çoğu şeyi. Yaşadığımız anıları, yaptığımız hataları ya da sevdiğimiz insanları. Ancak en çok da çocukluğumuzu… Ailelerin çocuklarına nasihat verirken ya da bir konu üzerinde konuşurken “Biz çocukken böyle değildi.” ya da “Bizim zamanımız daha iyiydi.” gibi kalıplar duyuyoruz. Aslında ne kadar kabul etmesi zor olsa da hakikaten her şey eskiden daha güzeldi. Şimdi diyeceksiniz ki teknolojisi var, ulaşımı var, yüksek ve lüks evleri var, ama maalesef ki ne sokaklarda ne de evlerde huzur ve mutluluğa dair hiçbir iz yok. Bunun konuyla ne alakası var diyebilirsiniz ama kimse bir tanecik çocuğunu bu ortamda yetiştirmek ya da büyütmek istemez. Fakat ne yazık ki biz “21.Yüzyıl Çocukları” olarak bu ortamda kendimizi geliştirmek zorundayız ki bunun sonucunda hepimiz biraz yalnızız.

İlk olarak şunu eklemek isterim ki  biz çocuklar sadece teknolojiden ya da çevredeki kötü insanlardan dolayı böyle değiliz. İnsanlar o kadar kötü niyetli ki şu an, ne kadar güvenirseniz güvenin hep bir yanlışla karşılaşıyorsunuz. Bu durum halk arasında “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” sözüyle yer alıyor. Bu durum belki biraz ergenlik belki de olgunlaşma amma velakin böyle zor zamanları atlatamayıp kendini yalnız hisseden bir sürü genç var. Normalde ebeveynler bu duygusal geçiş ve bir nevi duygusal çöküş olan bu dönemi önemsemezler ki aslında üstüne düşünülmesi gereken bir husumettir. Eskiden insanlar birbirini sevip sayarlardı. Herkes verdiği değerin karşılığını fazlasıyla alırdı. Dostluklar ve normal insan ilişkileri gayet sağlıklıydı. Anne, baba, arkadaş, kardeş her şeyiniz sayılır, tüm sorunlarınızı onlarla paylaşabilirdiniz.

Şimdiye baktığınızda ise kimse kimsenin umurunda değil. Her bir bireyin kendi çıkarları ve yaptığı şeyler için kurnazca bir sebebi var. Bencillik tüm insanlığı sarmış ve giderek yok etmekte ve ne yazık ki bu durumda yalnız ve korku içinde olan bizlerin elinden de bir şey gelmiyor.

Başka bir önemli sebep ise genelde büyüklerimizin kullandığı tabirle “Hiç elden düşmeyen telefon, bilgisayar…” yani teknoloji. Başta, böyle bir konunun altına teknoloji deyince akla ilk gelen “Teknoloji zararlıdır. Çocuklarınızı telefonlardan ve bilgisayarlardan uzak tutun.” replikleri. Ne kadar inkar etsek de bu hem kaçınılmaz bir son ve acı bir gerçek. Sanal alemlerde kendini kaybeden bir birey, kendini toplum içinde de kaybedebilir. Bilgisayar ortamına alışıp dış dünyasıyla kendi arasındaki tüm bağlantıyı koparan hiçbir çocuk ya da gençten sağlıklı ve mutlu olmasını bekleyemeyiz. Onun aksine keder ve yalnızlık boğar insanı.

Sonuç olarak biz çocuklar ne zaman birine ihtiyacımız olsa yanımızda olmayan kişilerin yokluğunu telefonla, bilgisayarla ya da sahte insanlarla tamamlamaya çalışırız. Eflatun’un da dediği gibi “İnsanın, kendine egemen olması zaferlerin en büyüğüdür.” 

Ne olursa olsun hayatımızı biz kontrol etmeli ve kimseye muhtaç kalmamalıyız. Güvenimizi kimsenin kıramayacağı ve çok daha fazla değer görülen bir yere seyahat edeceğiz…

(Visited 120 times, 1 visits today)