Gerçekliğimiz Gerçek mi?

Hergün 5 tane duyu organımız bize çevremizdeki bilgilerin sadece küçük bir kısmını farklı şekillerde toplayıp beynimize aktarıyor. Beynimiz bu duyu organlarından gelen sinyalleri işleyip gerçekliğimizi oluşturuyor. Elde ettiğimiz bilgilerden oluşan gerçeklik ile çevremizi anlayabilmek için konseptler ve araçlar kullanırız. İnsanlık tarihinin başından günümüze olan gelişimlerle birlikte çevremizi daha farklı ve daha geniş görmeye başladık. Teknolojide sanal gerçeklik ve işleme gücünün üstel artışı ile bazılarımızın içimizde şüpheler doğdu. Biz bir simülasyonun içinde olabilirdik. Daha iyi belirtmek gerekirse: Gerçekliğimiz gerçek mi?

Buna karşı çıkan bazı insanlar bu kadar evrenin simüle edilebilirliğini imkansız buluyor ki bir bakıma doğru. Ancak günümüzün teknolojisinde kullanılan yöntem gibi, sadece simüle edilsin yeter. Her atomun simüle edilmesine gerek yok çünkü biz sürekli bakmıyoruz. Bunun yanı sıra, simüle etmek yerine bazı şeyler sadece gerçek hissetirilebilir. Vücudumuzun içi bomboş ama sadece hissetiriliyor olabiliriz.

Peki simülasyonda olup olmadığımızı nasıl anlayabiliriz? Kesin bir cevap veremeyiz tabi ki ancak mümkün olup olmadığını anlayabiliriz. Bunun için birçokolasılık bulunmakta:

Bilinci Simüle Etmek Mümkün

Bilincin ne olduğunu hiç kimse net bilmiyor fakat beyni bilinçle bir sayarsak, beynin kendisi bile çok komplike ve bilim tarafından halen anlaşılmaya çalışıyor, beyni simüle edebilirsek simülasyonda olma ihtimalimiz vardır.  Beynimiz her saniye yaklaşık 1017 operasyon gerçekleştiriyor. İnsanlık tarihinde yaşamış her insanı simüle etmek demek: 117 milyar (geçmişten günümüzde varolmuş insan sayısı) x 30 milyon saniye (bir yıl) x 50 x 1017 demek. Bu kadar işlemi gerçekleştirebilecek bir bilgisayar teorik olarak imkansız. Belki de değil?

Teknolojik Gelişim Hiç Durmayacak

Teknoloji geçmişten günümüze üstel şekilde gelişmiştir ve bu trend devam ederse tip 3 medeniyet olabiliriz. Tip 3 medeniyet demek, olduğu galaksinin tamamını kontrol edebilen bir medeniyet, “Matrioshka Brain” yapıtını yapıp binlerce Dünya’yı simüle edebilir. Ancak bu teorinin gerçek olabilmesi için akıllı medeniyetlerin kendisini yok etmemesi gerekiyor. Eğer evren çok genişse niye hiçbir medeniyete rastlamadık. Demek ki canlılığın temelinde kendisini eninde sonunda yok etmesi var. Konu Fermi Paradoksu’na çok geçmeden noktayı koyalım.

Gelişmiş Medeniyetler Sadece Simüle Etmek İstiyor

Bu biraz değişik bir olasılık ama şöyle düşünün. İnsanlardan apayrı bir zeki organizma bizim bazı eylemlere değişik bakabilir. Aynısı durumumuz için de geçerli olabilir. Belki de gelişmiş medeniyetler bizi simüle etmekten zevk alıyor.

Herşey ve Herkes Simüle Ediliyor (ve Ediyor)

Bu olasılıkların en korkunç durumu da, eğer biz simüle ediliyorsak, bizi simüle edenlerde simüle ediyor olabilir. Onlarda başkaları tarafından…

Bazı insanlar bu teori hakkında çok obsesif yaklaşıp: “Hayat anlamsızdır, Tanrı ve din diye bir şey yoktur.” diye düşünüyorlar. Biz evrenin boşluğunda yüksek hızla dolanan küçük ve yalnız bir gezegen olabiliriz ya da simülasyonun içinde olabiliriz. Mesele güzel ve tadını çıkarabilceğimiz bir hayat çıkarabilmek.

 

 

(Visited 9 times, 2 visits today)