Her insan gerçekleşmeyeceğini bilmesine rağmen gerçekleşmeyecek hayaller kurar. Bu insanoğlunun doğasında bulunan ve asla bitmeyecek olan bir ihtiyaçtır. Herkesin birbirinden farklı istekleri vardır. Herkes birbirinden farklı şeyler diler Tanrı’dan gerçekleşmeyecek olduğunu bilmesine rağmen. Bunun altında binlerce sebep yatar. Bazen gerçeklikten uzaklaşıp hayalini kurduğu dünyada zaman geçirmek daha cazip gelir insanlara. Bazen de o kadar çaresiz hisseder ki insan, tek çareyi dilemekte bulur. Ve bilir ki, isteği gerçekleşmeyecek. Ama yine de aklından şu geçer: Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.
Başarı herkesin sahip olmak istediği ama sahip olunması bir o kadar da zor olan şeylerden biridir. Herkes başarılı olmak ister. Hele bir de çevresinde ondan başarılı insanlar varsa bu daha çok hırslandırır o kişiyi. Ama eğer bir insan çalışmadan başarı bekliyorsa eğer, o başarıya asla ulaşamayacaktır. Çalışan insan her şeyi başarabilir ama eğer çalışmadan bir şeyler istiyorsa yapabileceği tek şey elde edemeyeceğini bildiği halde dilemek ve şöyle düşünmektir: Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.
Her insanın mutlu olduğu şeyler farklıdır. Bazıları küçük bir çiçekle mutlu olurken, bazıları ise ona dünyaları alsan yetinmez. Herkesin mutluluk arayışı da farklıdır. Herkes farklı şeyler ister hayattan mutlu olmak için. Kimi bir ev ister, kimi bir araba. Kimi kaybettiği yakınını geri isterken, kimi de sevdikleriyle olmak ister. Tek bir kelime olan mutluluğun, milyonlarca tanımı vardır. Herkes farklı şekilde tanımlar o kelimeyi. Çünkü herkese farklı duygular uyandırır. Ve mutluluk herkesin en çok istediği ve bazen mutluluklarını bağdaştırdıkları şeylere bir daha asla sahip olmayacaklarını bilmelerine rağmen diledikleri o çoğu zaman imkansızlar barındıran duygudur. Ama araba isteyen kişiyle, kaybettiği yakınını geri isteyen kişinin de kalbinden aynı cümle geçer. Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.
Her insanın genelde mutluluğunun bile önünde tuttuğu, hatta mutluluğunun sebebi olarak görüp, kaybedince mutluluğunu da kaybettiği şeylerden biri olan etkendir para. Hiçbir insan maddi anlamda eşit değildir. Bu dünyanın yazılmayan kuralıdır. Ama kolayca kaybedilen bir şeye mutluluk gibi önemli bir duyguyu bağlamak çok yanlıştır. Her insan, maddi durumu iyi ya da kötü fark etmeksizin her insan, hep daha fazlasını ister. İki lirası olan insan bir lira daha ister. Ama üç lirası olunca yine bir lira daha ister. Bin lirası olan için de aynı durum geçerlidir. Ve hepsi genelde imkansız olmasını bile bile isterken şöyle düşünür: Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.
Nasıl her insan mutluluk veya maddi anlamda eşit değilse, sağlık anlamında da bu durum aynıdır. Ama insanoğlu nasıl bir şeyi kaybetmeden onun değerini anlamıyorsa, sağlık konusunda da aynı durum vardır. Biz insanlar zarar gelene kadar sağlığımıza dikkat etmeyiz. Ama ne zaman bedenimiz bizim ona verdiğimiz zararı geri kusmak ister, işte o zaman sağlığımız aklımıza gelir ve eski sağlığımızı dilemeye başlarız. O zaman göz göre göre kaybettiğimiz şeyin farkına varırız. İşte o zaman kaybettiğimizi geri isteriz. O zaman gerçekleşmeyeceğini bile bile eskisi gibi sağlıklı olmayı isteriz. Ve hepimiz biliriz ki kaybedilen şeyi kolayca geri kazanamayız. Şu cümle geçer o an içimizden: Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.
Her ne kadar inkar etse bile her insan hep daha fazlasını ister. Daha fazla para, daha fazla başarı, daha fazla mutluluk… Ama kimse çabalamadan isteklerinin karşılığını alamaz. Bazen isteklerimiz gerçekleşmeyebilir ama yine de dilemeye devam etmek gerekir. Ve bunu yaparken de zaten gerçekleşmez deyip vazgeçmek yerine şöyle düşünmeliyiz: Gerçekleşmez belki ama dilemeye değer.