“Dünyayı yönetebilecek bir konumda olsaydım, bütün savaşları yasaklardım.” diye saçma ve gerçeklikten de bir o kadar da uzak olacak bir giriş yapmamı benden beklemeyin.Bütün dünyadaki ülkelerin hepsinin aynı anda memnun etmek mümkün değil. Günümüz insanları kendi çıkarları,menfaatleri için gözünü karartıp dünyayı karşısına almaya hazır çünkü. Ben daha iyi bir dünya için değil de daha somut gerçekleri olan ve daha adaletli bir dünya için çalışırdım. Kimseyi olan bir barışın veya savaşın sonsuza dek süreceği gerçeğine inandırmaz,gözlerine perde çekmezdim çünkü o kalın perdelerin arkasında çok uzun kalmış olanlar perdeler çekildiğinde önlerinde bütün çıplaklığıyla duran acı ya da tatlı gerçeği kabullenmek istemezler.Hele bir de önlerinde duran bu gerçek acı bir gerçekse.O zaman o gerçeği bütün benlikleriyle reddetmeyi ve kabullenmemeyi isterler.Bunu insanoğlu neden yapar inanın ki bilmiyorum. Bence bunları gerçeklerden korktukları için yapıyorlar.Ama bilmezler mi ki onlar gerçekler? Kendi adları kadar iyi bilirler tabii ama kendilerine itiraf etmekten korkarlar.İşte cesur insanla korkakları birbirlerinden ayıran en temel özellik budur.Çünkü bizim toplumda cesur ya da korkak olarak adlandırdığımız kimseler önlerine sunulan gerçekleri kabul edenlerle etmeyi reddedenlerden başka bir şey değildir aslında.Cesur insanlar acı olsun tatlı olsun yollarına devam etmeyi sürdürürler çünkü bilirler bu durumun hep böyle olmayacağını.Sen her gece yattığında ertesi sabaha kalkıp kalmayacağını bilmezsin ama her gece kurarsın alarmını sabah kalkmak için.İşte buna biz insanlar “Umut” diyoruz.Biz biliriz her sene kış gelse de baharın da olacağını bilerek gülümseriz aynı kışın tekrar geleceğini bildiğimiz gibi ama yine de pes etmeyiz biliriz çünkü hiçbir şey kalıcı değildir bu dünyada, biliriz biz hiçbir savaş sonsuza kadar hiçbir barışta savaşsız sağlanamaz. Maalesef gerçek bu işte. Bunu her ne kadar bütün benliğimle istemesem de gerçekler her zaman tatlı olmuyor. Çünkü bir devri ancak bir devrimle kapatabilirsiniz.Bunun en temel sebeplerinden biri baştakilerin yerlerinden ayrılmak istememesidir. Savaşların çıkmasındaki belki de en önemli faktördür. Çünkü iki tarafta yerlerinden edilmek istemezler, daha doğrusu kimse istemez ama bir tarafın galip gelerek diğer tarafı yerinden ediyor. Ama ne yaparsın herkesi aynı anda memnun etmenin bir yolu yok değil mi?
Gerçeklerin getirdiği acılar
(Visited 46 times, 1 visits today)