Gerçekler Acıtır…

     Hepimizin hayatında; hafızamıza kazıdığımız,hatırladıkça bizi mutlu eden olaylar var.Bir de öyle olaylar,anılar var ki hafızamızdan silmek için can attığımız,asla ama asla hatırlamak istemediğimiz kötü anlar…

    Peki biz bu hayata neden geldik? Acı çekmek için mi,tecrübe kazanmak için mi ya da mutlu olmak için mi? Başımıza gelecek kötü olaylarda biraz bizim de payımız var aslında.Mesela bir insanı hayatınıza alıp almamak sizin elinizde. Bu insanları hayatımıza almak isteriz çoğu zaman çünkü severiz,güvenmek isteriz,içimizdeki boşluğu onların tamamlamasını isteriz.Ne yazık ki işler bizim istediğimiz gibi gitmez çoğu zaman.Biz güvenecek bir insan ararken bir daha kimseye güvenilmemesi gerektiğini o insan sayesinde anlarız,içimizdeki boşluğu doldurmalarını beklerken içimizdeki boşluğu acımasızca büyüten onlar olur.

Bu süreçte niye kimse bize o insanın/insanların kötü olduğunu,güvenmememiz gerektiğini söylemiyor diye kızmamız anlamsız aslında.Dikkatlice bakarsak anlarız ki aslında söylüyorlar, söylediler.Sadece biz gerçeği kabullenmek istemedik çünkü biz o kadar büyüttük ki o insanı/insanları gözümüzde söylenenlere aldırış etmedik aksine onu söyleyenlere kızdık,sitem ettik.Biz o gerçeği kabullenmek istemedik çünkü gerçeklerin acıtacağını biliorduk.

insan üzgün iken | Adem Özbay Blog

Nietzche’nin “İki farklı insan var:gerçeği bilmek isteyenler ve yalana inanmak isteyenler” sözü bu noktada kulağa çok doğru geliyor.Benim bahsettiğim insanlar yalana inanmak isteyenler kısmına giriyor çünkü gerçekleri kabullenmek  istemiyorlar çünkü biliyorlar ki gerçekler onları acıtacak.Üzülmemek için kendilerini yalanlara inandırıyorlar. En sonunda gerçekleri anlıyorlar elbet. İşte o zaman anlıyorlar yaptıkları şeyin,kabullenmemenin,ne kadar saçma ve acınası olduğunu…

Gerçeği bilmek isteyen insanlar vardır bir de onları gerçekten takdir ediyorum çünkü bence bunu yapabilmek çok zor.Onlar da severler,güvenirler ama her ne kadar bunları yapsalar da onlar kendilerini kör edecek kadar yapmaz bunları.Gerçekleri görüp anlayabilirler.Gerçekleri göremeseler de yanında olan insanlar bu gerçekleri söyleyince bunları kabullenmemek yerine doğru olup olmadığını değerlendirirler.Duygularına nazaran mantıklarıyla hareket ettikleri için işin sonunda karlı çıkan onlar olur.Daha az üzülürler çünkü onlar gerçeği zor da olsa kabullendiler…

Bu iki insan türünden hangisi olursanız olun şunu unutmayın. Hayat devam ediyor. Geçmişimizde her ne kadar acı verici şeyler yaşamış olsak da onları kabullenmeliyiz. Kabullenmek ile geçmişe takılı kalmak aynı şey değil ama. Geçmişe takılı kalmanın bizi sadece daha da üzeceğini ve yıpratacağını bilmeliyiz. Geçmişte tanıdığımız kötü insanlar yüzünden yeni gelenlere,bize iyi niyetle yaklaşanlara sırtlarımızı çevirmemeliyiz.Yoksa kaybeden yine biz oluruz…Hem ne demiş Stefano D’Anna “Geçmiş tozdur,üfle gitsin…”

 

(Visited 37 times, 1 visits today)