O gün okulda arkadaşlarım beni çağırmıştı. Yanlarına gittim. Beni pazar günü için kamp yapmaya davet etmişlerdi. Annemin evet, demesiyle pazar günü yola çıktık. Gür bir ormana gidecektik, daha önce o ormana gitmemiştim. Ama arkadaşlarım bana yolu tarif edecekti. Ormana geldiğimizde Leyla kamp çadırını hazırlamaya gitti. Ece ateşi yakacaktı. Ama Ece çantasına baktığında odunları bulamadı, o yüzden ben odun toplamaya gittim.
Annelerimiz ormanın yanındaki otelde kalacaklardı. Ben odun bulmak için ormanın içlerine doğru yola koyuldum. Tam yirmi bir tane odun bulduğumda kamp alanına gidecektim ama yolu kaybetmiştim. Korktum. Ama yapacak bir şey yoktu. Beni bulurlar diye düşündüm ama kamp alanından çok uzaktaydım. Artık tek seçeneğim kalmıştı. Geceyi burada geçirecektim. Hemen bir çadır yapayım diye düşündüm. Yapraklar topladım. Sonra ateş yakmak için kullanacağım çubuklardan dış çevresini yapacaktım ki topladığım çubukların boyunun çok kısa olduğunu gördüm. Bu yüzden kurumuş ağaçlardan biraz uzun dallar topladım. Daha sonra dalları yere çakarak üzerine yapraklardan bir kaplama yaptım ve kozalaklarla da süsleme yaptım.
Çadırımı kurarken acıkmış ve susamıştım. Yanımda minik bir hazır çorba paketi vardı. Onu yapmak için bir kasenin olması lazımdı. Yerde bir sürü pet şişe ve plastik kap vardı. Bu atıklar piknik için gelen kişilerin bıraktığı çöplerdi. Ne yazık ki işte bunlar sebep oluyordu çevre kirliliğine. Çantamı Leyla’nın yaptığı çadırın içinde bırakmıştım, o yüzden ne suyum ne uyku tulumum ne de telefonum vardı. Tatlı su bulmaya gittim. Hava kararıyordu. Birdenbire küçük bir göl gördüm. Suya baktığımda tuzlu su olduğunu anladım. Ama biraz daha ilerlediğimde bir tatlı su kaynağı buldum. Ormanda bulduğum kabı ve pet şişeyi yıkadım, pet şişeye su doldurup çadırımın yolunu tuttum.
Çadırıma vardığımda akşam olmuştu. Çorbamı hazırlayıp içtim. Sonra büyük bir meşe ağacından iki koca yaprak toplayıp bunlarla uyku tulumu yaptım. Uykuya dalmadan önce, “İnşallah sabah arkadaşlarımı bulurum.” dedim.
Sabah olduğunda bütün arkadaşlarım tepemde bana bakıyordu. Beni bulmuşlardı. Arkadaşlarıma olanları anlattım. Şaşırıp kaldılar. Annem beni çok merak etmişti. Anneme de olanları anlatınca işler yoluna girdi. Ama bence arkadaşlarımdan daha çok ben doğayla iç içe olmuştum ve gerçek bir kamp yapmıştım.