Bilim insanı ya da bilim adamı dediğimizde aklımıza ilk olarak ne gelir? Basitçe herkesin aklına üç aşağı beş yukarı evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişi gibi bir tanım gelir. Peki ya gerçek ve kabul görmüş bir bilim insanı olmak için ne gerekir, bunun bir standardı ya da ölçüsü var mıdır?
Thomas Alva Edison, kendisi 20. yüzyıl yaşamını icatlarıyla büyük bir şekilde etkileyen Amerikalı mucit ve iş adamıdır. Dünya’nın ve modern yaşamın gelişmesine büyük katkıda bulunan elektrik ampulü, fonograf, telgraf, ve sinema kamerası icat etmiştir. Yaygın olan icatları sadece birkaç tane olmasına karşın şaşırtıcı bir biçimde sadece 84 yılda 1093 patent almıştır.
İstatistiklere göre Edison’un bu kadar çok tanınmasının en büyük nedenlerinden biri icat ettiği telefon denilen aygıt. Görevi birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlamak olsa da gerçek bu tanım kadar basit değil. Dünya üzerinde küçükten büyüğe artık herkesin elinde olan bu aygıt artık bizim için her şey haline geldi. Sabah kalınca ilk iş, yatmadan son iş olarak kullandığımız bu aletin mucidi olan Edison bu kadar popüler olmasının sebeplerinden biri de bu. Tabi ki tek neden bu değil ama büyük nedenlerden biri de denilebilir.
Nikola Tesla; 10 Temmuz 1856’da Smiljan’da doğan, 7 Ocak 1943’de New York New Yorker Otelinde yaşamını yitiren Sırp kökenli Amerikalı mucit, fizikçi ve elektrofizik uzmanıdır. 86 yıllık yaşamında 700 adet buluşunu yaptığı patenti bulunan Tesla, geleceğin teknolojilerine hizmet etmiş büyük bir dahidir. Avusturya İmparatorluğu içinde gittiği farklı okul ve üniversitelerde aldığı ders ve çalıştığı işler, teknik olarak bilgilerinin temelini oluşturmuştur. Kişisel takıntıları olan, asosyal hatta son zamanlarda odasından bile çıkmayan, abisinin 12 yaşında at kazasında hayatını kaybetmesi konusunda suçlanmasından kaynaklı takıntıları oluşan ve şizofreniye yakın belirtiler gösteren biriydi.Elektrikle ilgili bilgilerinin ve çalışmalarının temelini, Graz da aldığı eğitimler, bir süre çalıştığı oto mühendislik fabrikası ve tamamlamadan bıraktığı Prag şehrinde bulunan Charles Ferdinand Üniversitesi‘ndeki eğitimi oluşturdu.
Sonuç olarak bence her ne kadar insanları karşılaştırabilsek de başarılarını karşılaştıramayız. Bu kimseye düşmez. Çünkü Thomas Alva Edison’da Nikola Tesla’da hayatlarını işlerine ve araştırmalarına adayan iki başarılı bilim insandır ve hayatlarını insanların daha kolay ve pratik yaşayabilmesi için emek harcayan iki insan olarak geçirmeleri de ikisinin de gerçek bir bilim insanı olduğunu gösterir. Bu sebeple onları karşılaştırmak ve bunu haksız ithamlarla yapmak hem onların emeğine hem de emeğin getirdiği başarıya saygısızlık yapmak olur. Eğer gerçek bilim adamı diye bir algı varsa ve bu belirli bir standarda göreyse bu seçim kesinlikle adayların özel yaşamından bağımsız bilime yaptığı katkılarla belirlenmelidir.