Pazar sabahı uyandım ve direk telefonuma sarıldım. Sosyal medyada biraz gezindikten sonra, sıkılıp evden çıkmaya karar verdim, ama tek başıma çıkmak sıkıcı olacağı için, yanıma birkaç arkadaşımı almaya karar verdim. İlk önce Efe’yi aradım, arkadan oynadığı oyunun sesi geliyordu. ”Oyun mu oynuyorsun?” diye sordum bana ”haayıııır” dedi. Yalan söylediği apaçık ortadaydı ama bunu çok takmamaya karar vererek, ”Dışarı çıkmak ister misin?” diye sordum. Bana geri cevap olarak ”Ders çalışacağım, biliyorsun matematik yazılısından çok düşük aldım. Annem notumu öğrenirsen beni mahveder!” dedi. Telefonu kapattım ve tek başıma dışarıya çıktım. Efe’nin evde oturup oyun oynadığına emindim ama ses çıkartmadım. Gidip Mert arkadaşımın zilini çaldım ve ”Dışarı çıkmak ister misin? Hava çok güzel bisiklet sürebiliriz. İstersen bir yerlerde durup bir şeyler de yeriz.” dedim. Bana geri cevap olarak ”Hayır.” dedi. Aslında çok şaşırmamıştım çünkü bu aralar kimi dışarıya çağırsam gelmek istemiyor. Bu yeni neslin etkisi olabilir çünkü genellikle herkesin bahanesi yalan, herkes evde oturmak, oyun oynamak ya da dinlenmek istiyor. Herkesin okulları zor tabii ki. Ben sağa git sen sola git derken aklıma eski bir arkadaşım geldi. Erkan Cangar! Erkan ile birlikte neredeyse dokuz yıldır arkadaşız ve ben onu unutmuştum. Kendimden utandım, taa anaokuluna kadar dayanan bu arkadaşlık İlkokulda bile birlikteydi! Birbirimizi ne kadar kolay unutmuştuk, oysa ki sadece Ortaokuldan beri birbirimizi görmüyorduk. Erkan’ı aradım ve uzun süre sonra ilk defa biriyle dışarı çıkacaktım. Erkan kabul etti ve hemen hazırlanıp bisikletime atladım. Metroda buluşup bir alışveriş merkezine gidecektik, telefonuma alelacele metro yazıp navigasyondan yolumu ayarladım. On beş dakşka bisiklet sürdükten sonra Erkan ”Metrodayım bekliyorum.” diye mesaj attı, ve navigasyon daha otuz dakika yolum olduğunu gösteriyordu! Var gücümle pedala yüklendim. Daha önce hiç görmediğim yerlerden geçiyordum ve arkadaşımı beklettiğim için bunun farkına bile varmadım. Navigasyonda gösterilen yere vardığımda kendimi metroda buldum, kendimi metroda buldum bulmasına da otobüs şirketi olan Metro’nun önünde buldum. Erkan’a olayı anlattım ve bana konum atmasını istedim. Bana metronun olduğu yeri attı ve oraya doğru yola koyuldum. Bir on beş dakika daha pedal çevirdikten sonra metrodaydım ve Erkan’ı görür görmez ondan özür diledim. Özürümü kabul etti ve hiçbir şey olmamış gibi güne devam ettik. Gün sonunda neden hiç kafasına takmadığını sordum ve bana; ”Hayattaki en güzel şey, tüm kusurlarınızı bilmesine rağmen sizin hala muhteşem olduğunuzu düşünen birisinin olmasıdır. Seni mutlu etmek istedim.” dedi.
Gerçek Arkadaşlık
(Visited 68 times, 1 visits today)