Var olan niteliklerin kesin sayısı veya bu özelliklerin nedenleri konusunda anlaşmazlıklar olsa da, bireyselliğin kişilik özelliklerimiz tarafından şekillendirilir. Kişilik kalıtsal mı, yoksa çevremizin kim olduğumuz üzerinde daha büyük bir etkisi var mı?
Hem kalıtım hem de çevre, bir kişinin kişiliğini nasıl geliştirdiği üzerinde bir etkiye sahiptir, ancak her faktörün kesin etkisi, söz konusu kişilik özelliğine bağlı olarak değişir.
Bilim adamları, kişilik üzerindeki genetik ve çevresel etkiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için aileleri, ikizleri, evlat edinilen çocukları ve koruyucu aileleri incelediler. Bu araştırma sonucunda zeka ve kişiliğimizin, hem doğadan hem de beslenmeden etkilenebilirken, kapsamlı ikiz çalışmaları önemli bir genetik bileşene işaret ediyor.Bu hiçbir şekilde kişilik gelişiminin çevreden etkilenmediği anlamına gelmez. İkizler ve evlat edinme üzerine yapılan araştırmalar, bir kişinin kişiliğinin %30 ila %60’ının kalıtsal olduğunu göstermektedir.
Zamanın %20 ile %60’ı arasında genetik olarak etkilendiği düşünülen çocukların mizaçları, kişiliklerinin erken dönem ipuçlarını göstermektedir. Çocukların üç temel mizacı kolay, sert ve ısınması yavaştır.
Araştırmacılar zekayı etkileyen genleri aramak için birçok araştırma yaptılar. Bu araştırmaların çoğu, özellikle takip edilen gençleri ve ikizleri araştırarak, aileler içindeki IQ’daki benzerlikler ve farklılıklar üzerine odaklandı. Diğer araştırmalar, genomun herhangi bir benzersiz bölgesinin IQ ile ilişkili olup olmadığına karar vermek için birçok insanın tüm genomları boyunca sürümleri test etti. Çalışmalar artık zekadaki varyasyonlarda baskın rollere sahip olan herhangi bir geni kesin olarak tanımıyor. Muhtemelen, her biri bir kişinin zekasına küçük bir katkı sağlayan çok sayıda gen söz konusudur. Hatırlama ve sözel yetenekle birlikte zekaya katkı sağlayan diğer bölgeler ekstra genetik faktörler içerir.
Zeka aynı zamanda çevreden de büyük ölçüde etkilenir. Çocuk gelişimi sırasında zekaya katkıda bulunan faktörler arasında ev ortamı ve yetiştirme, eğitim ve öğrenim kaynaklarının mevcudiyeti, sağlık ve beslenme yer alır. Bir kişinin çevresi ve genleri birbirini etkiler ve çevresel ve genetik etkiler arasında ayrım yapmak zor olabilir.
Zekanın genetiği ile ilgili dikkat edilmesi gereken önemli nokta, zekanın tek bir “zeka geni” tarafından kontrol edilmesidir. Bunun yerine, birçok gen arasındaki karmaşık etkileşimlerin sonucudur.
Örneğin, uzun boylu ebeveynleri olan kişilerin daha uzun olması muhtemeldir. Bununla birlikte, bir kişinin ulaştığı tam boyut, diyet ve hastalık gibi çevresel faktörlerden etkilenebilir.
Bir çocuk parlaklık genleriyle doğabilir, ancak o çocuk yetersiz beslendiği ve eğitim fırsatlarına erişiminin olmadığı yoksun bir ortamda büyüyorsa, IQ ölçümlerinde iyi puan alamayabilir.
Başka bir deyişle, bir görüşü kabul etmek, içgörünün kalıtsal etkisi %75 iken, çevrenin etkisi %25 iken, bir başka araştırma, bu değişikliğin yaşa göre değiştiğini vurgulamaktadır. Diğer bir deyişle, kalıtsal etki genç yaşlarda %20’den genç bireylerde %40’a, merkez yaşta ise %60’a değişmektedir. Bununla birlikte, çevre, içgörüler açısından geçerli bir rakamdır. Uygun eğitimin, beslenmenin ve harika bir ortamda yetiştirilmenin çocukların IQ seviyelerini yaklaşık 10 odak artırdığına dair görüşler var. Gerçekte, çevrenin içgörüler üzerinde inanılmaz derecede göze çarpmayan ve belirsiz bir etki içerdiği söylenebilir.