Her geçen günle beraber insanlığın gelecekle ilgili şüpheleri artıyor. Bu şüpheler gereksiz şüpheler de değildir : artan nüfusla beraber kişi başına düşen her doğal kaynağın azalması, atmosferde biriken karbondioksit miktarıyla beraber küresel ortalama sıcaklıkların artmasının kuraklıklara sebeb olması, biyolojik çeşitliliğin azalması … Gelecekle ilgili umutların yüksek tutulmaması için sayılabilecek nedenler çoktur. Ama insanın doğasında bir umuda tutunmak vardır. Her sorunun çözümü bir çözümün var olabileceği fikrinden gelmiştir. Ve bu fikre de umut adını vermişizdir. Ve en yeni umudumuzun adı genetik mühendisliktir.
Peki, genetik mühendislik nedir ? İnsanlığın gelecekle ilgili umutlarını daha kendini tam kanıtlamamış olan bir teknolojiye yaslaması doğru mudur ? Bu soruları cevaplayabilmek için genetik mühendisliğini daha yakından incelememiz gerekir.
Genetik mühendislik dediğimizde aklınıza önlüklerliyle bir laboratuvarda çalışan bilim insanları gelebilir. Ve modern genetik mühendislik ve biyoteknoloji çalışmaları kastedildiğinde bu düşünce yanlış değildir ama genetik mühendisliğinin tarihi bilimin kendisinden bile daha geriye dayanır. Genetik mühendislik insanlık tarihi kadar eskidir. Çiftçiler, doğal olarak hangi tohum veya fidan daha iyi ürün verdiyse onu kullanmayı tercih etmişlerdir. Bunun sonucunda insanlık tarafından yararlı ve iyi olarak görülen özellikler artırılmış ve insanlık tarafından zararlı olarak görülen özellikler ise ortadan kaldırılmıştır. Bu size doğaya karşı gelmek gibi gelebilir ve bir bakıma da öyledir ama insanı hayvandan ayıran özelliği onun hayatta kalma oranını artırabilecek olan durumları tespit edip onları uygulayabilmesidir. Bu “doğal genetik mühendisliği” sonucunda insanlık birçok meyve ve sebzeyi kendi isteğine göre değiştirmeyi başarmıştır. Mesela muzları bu resimdeki halinden
bu hale getirmeyi başarmışızdır.
Bu sonuçları muzun genetik kodu olan DNA’yı değiştirerek elde etmişizdir. DNA her belirli özelliği için genlere ayrılır. Genlerden bazıları bitkinin sululuğu ve tadını belirlerken başkaları ise bizim sevmediğimiz nişasta oranı gibi özellikleri belirler. İstenilen nitelikteki genlere sahip bitkilerin kullanılması ise meyve ve sebzelerdeki bu denli değişimlerin çok uzun bir zaman içerisinde de olsa açıklamasıdır. Modern genetik mühendisliği ise olabilecek en basit terimlerle açıklanmış haliyle bu sürecin inanılmaz derecede hızlandırılmış ve kapsamı artırılmış halidir. Genetik mühendislik teknolojileri insanlığın binlerce yıl içerisinde gerçekleştirdiğini yıllar hatta aylar içerisinde gerçekleştirebilmektedir. Bu noktada sorulması gerekilen soru şudur : Bu hız bizim dostumuz mudur, düşmanımız mı ?
Çoğu şeyde olduğu gibi bu sorunun incelenmesi gerekilen çok fazla boyutu vardır.
İlk olarak genetik mühendisliği sadece genetiği değiştirilmiş meyve ve sebze oluşturan bir bilim dalı olarak incelemek yanlıştır. Genetik mühendisliği tıpta devrimler açmıştır. Yıllar boyunca tedavisi imkansız sanılan hastalıkların tedavilerinin bulunulmasında genetik mühendisliğinin rolü yadsınamaz. Anlaşılması imkansız sanılan hastalıklar anlaşılmış ve bebeklerin belirli genetik hastalıklara olan yatkınlıkları tespit edilebilmiştir. Aynı zamanda genetik mühendisliğin insanlık gelişiminde önemli bir rol oynayacağı apaçık bellidir. Küresel ısınmayla beraber değişken hava durumlarına dayanıklı bitki genotiplerinin oluşturulmasında ve tarım nedeniyle salgılanan karbonun azaltılmasında genetik mühendislik insanlığın cephaneliğinde önemli bir silah olabilir.
Madalyonun diğer yüzü ise daha karamsar bir hikaye anlatıyor. Genetik mühendisliği ile oluşturulmuş ürünlerin doğal ekosistemdeki canlılara karışması biyolojik çeşitlinin azalmasındaki “domino tepkisinin” bir başlangıcı olabileceğini iddia eden biyolog ve uzmanlar da yok değil.
Genetik mühendisliği insanlığa ve doğaya bir düşman olduğunu düşünmek insanlığın kendisini içine kazdığı deliği daha da derinleştirmek olur. Genetik mühendisliğin potansiyeli kabul edilmelidir ve her yeni teknolojiyle beraber gelen zararlar gibi genetik mühendisliğin zararları üzerine çalışılmalıdır.