CRISPR-Cas9, DNA üzerinde “ameliyat” yapabilen bir teknoloji olup genetik hastalıkların tedavisinde büyük umutlar vaat etmektedir. Bu teknoloji, bilim insanlarının DNA’yı kesip değiştirmelerine olanak tanır. Böylece bazı genetik hastalıklar düzeltilebilir ve insan sağlığına önemli katkılar sağlanabilir. Ancak, CRISPR-Cas9 teknolojisi etik sınırları zorlayabilir. İnsan DNA’sını değiştirme konusu, hâlâ büyük bir tartışma konusudur. Birçok kişi, genetik mühendislik ile yapılan müdahalelerin doğa ile oynamak anlamına geldiğini ve bunun beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini savunmaktadır. Ayrıca, eğer bu teknoloji sadece zenginlerin erişebileceği bir imkân haline gelirse, toplumda eşitsizlik yaratabilir. Bu da toplumsal kargaşaya yol açabilir ve teknolojiye yönelik protestolar, bu teknolojiyi kullanan devletler için ciddi sıkıntılar yaratabilir.
Öte yandan, CRISPR-Cas9 teknolojisi, genetik hastalıkların tamamen ortadan kaldırılması konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Ölümcül hastalıklar veya doğuştan gelen sakatlıklar ortadan kaldırılabilir. Ancak bu tür müdahaleler dikkatlice yapılmalıdır. Kesinlikle yalnızca uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmesi ve sık sık uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum. CRISPR-Cas9, genetik hastalıkların önlenmesinde devrim yaratma potansiyeline sahip olsa da etik sorulara da dikkat edilmesi önemlidir. İnsanların yaşamlarına müdahale etmeden önce, bu teknolojinin sınırlarını belirlemek ve ona göre bir yaklaşım geliştirmek gerekir.