Genetik kopyalama, bir organizmanın genetik materyalinin, tamamen ya da kısmen başka bir organizmaya aktarılması işlemidir. Bu işlem, doğal yolla veya yapay olarak gerçekleştirilebilir ve birçok farklı amaç için kullanılabilir. Doğal yolla genetik kopyalama, ebeveynlerin genetik materyallerinin birleşmesiyle gerçekleşir. Bu, eşeyli üreme yoluyla yapılan bir işlemdir ve herhangi bir dış müdahale gerektirmez. Yapay olarak genetik kopyalama, genellikle bir laboratuvar ortamında gerçekleştirilir. Bu, genetik mühendisliği veya klonlama yoluyla mümkündür. Genetik mühendisliği, organizmanın DNA’sını değiştirmek için teknolojik yöntemleri kullanırken; klonlama, bir organizmanın aynısının yapay olarak üretilmesi işlemidir.
Örneğin, tarımda, daha yüksek verimli bitkiler ve hayvanlar üretmek için kullanılabilir. Tıp alanında ise, birçok genetik hastalığın tedavisi için kullanılabilir.
Koyun Dolly’nin klonlanmasında donör olarak kullanılan hücre meme bezinden alınmıştır ve böylece vücudun belirli bir bölgesinden alınan hücrenin bütün bir bireyi yeniden oluşturabileceği ve sağlıklı bir klonun üretilebileceği kanıtlanmıştır, böylece bilim dünyasında çığır açacak bir keşfe imza atılmıştır.
Kopyalamanın insanlar üzerinde kullanılabileceği olasılığı ise birtakım sosyal tartışmalara kapı aralamıştır. Klonlama işlemi sonucu ortaya çıkan kalıtımda, kullanılan dişi veya erkeğin tüm genetik ve yapısal özellikleri aktarılmaktadır. Bu yeni doğumda, orijinal kişinin boyu, görünüşü, renkleri, zihinsel kapasitesi ve doğuştan gelen diğer psikolojik özellikleri tamamen kopyalanır. Yani doğuştan gelen tüm özellikler ve yapısal özellikler çocuğa aktarılsa da sonradan kazanılan özelliklerin kalıtsal olarak aktarılmasının imkanı yoktur. Edinilmiş özellikler dışında, insan kopyalama teknolojisi bir kişinin tıpatıp aynısını üretemez. Bu, insan klonlamanın genetik olarak benzer ancak zihinsel olarak farklı bir kişi yarattığı anlamına gelir. Ayrıca, doğal klonlama ile yaratılan tek yumurta ikizlerinin karakter olarak farklılık gösterebilmesidir.
Genetik kopyalamanın topluma olumlu ya da olumsuz birçok getirisi mümkündür. Örneğin nesli tükenen hayvanların çoğaltılmasında ve genetik şifrelerinin korunmasında da önemli etki yaratabilir. Günümüzde toplumdaki bireylerin yaşadığı ciddi sorunlardan birisi’ besin maddeleri üretimi yetersizliği ve dağılımındaki dengesizliklerdir. özellikle hayvansal besinlerin arttırılması ciddi anlamda maaliyet ve zaman gerektiriyor. Bu nedenle bu yöntem birçok insanın erişimine uygun olmayabilir Öte yandan, bazı insanlar tarafından doğal olmayan bir yöntem olarak görülmekte ve bu nedenle etik tartışmaları tetikleyebilmektedir.
Bu çalışmalar insanlar üzerinde kullanıldığı takdirde sonuçlar pek de olumlu olmayabilir. Örneğin ortaya çıkan kopyaların aile bağlantısını belirlemede zorluklar yaşanabilir. Bununla birlikte genetik çeşitliliğin de zamanla ortadan kalkma riski vardır. Bütün bireylerin dış görünüşü, parmak izi ve daha birçok özelliği birbirlerinden farklıdır. İnsanı eşsiz kılan özelliklerin kopyalanması etik değildir. Bu durum bireyi psikolojik açıdan da olumsuz etkileyecektir.
Genetik mühendisliği alanındaki ilerlemeler ve gen teknolojindeki gelişmeler sonucunda ortaya çıkan genetik kopyalamanın nesil sürekliliği açısından, kaybedilen dokuların yenilerinin üretilmesi açısından ve daha birçok alanda olumlu yönleri olsa da, birtakım etik ve hukuki problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle insan üzerinde kullanılmamalıdır.