Gençlerbirliği ve Ankaragücü Kardeşliği

Gençlerbirliği Kronolojisi

14 Mart 1923:

Ankara Sultanisinden bir grup öğrenci okullarındaki takımdan memnun olmayıp Gençlerbirliğini kurdular ve renklerini Ankara gelinciğinden seçtiler.

1941:

Lig finalinde Beşiktaşı 4-1 yenen Gençler Türkiye Futbol Birincisi oldu ancak önemli olan birinci olmak değil İstanbul takımı olan Beşiktaşın kavgacı tavrı karşısında oyuncuların sükunetlerini korumasıydı her zamanki gibi.

1946:

Finallerde beşiktaşı yenen Gençlerbirliği 2. kez Türkiye Futbol Birincisi oldu.

1959:

Bu yıl Ankara Profesyonel Ligi son kez oynandı ve hiç şampiyonluk kazanamadılar ancak o yıl kurulan Milli Lig’e katılma şansı yakaladılar.

1966:

Gençlerbirliği Milli Lig üçüncüsü olarak, Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş’tan birini geçip ilk üçe girmeyi başaran ilk takım oldu. 1960’lar boyunca üç İstanbullu’ya kök söktürmesiyle ünlendi. “Köylü” Selçuk, “Büyük Tevfik”, “Paçoz” Oktay, “Rüzgarın Oğlu” Zeynel, 60’lar boyunca takımı taşıyan simge isimler olarak kabul edildiler.

1970:

Korkulan, ve beklenen, gerçekleşti ve Gençlerbirliği küme düştü. Bunun nedenleri arasında endüstriyelleşen futbol ve sahiplenilmeyen takım vardı.

1981:

Amatör Lige kadar düşen gençler hayati hareketiyle İlhan Cavcavı geri getirdi ancak 2. Ligin genişletilmesiyle kurtuldu.

1983:

İlhan Cavcav yönetimi, amatör kümenin eşiğinden dönen kulübü iki senede şampiyonluk rotasına soktu. Düştükten on üç yıl sonra 1. Lige döndü Gençlerbirliği.

1987:

Finalde Eskişehirspor yenildi ve Gençler Türkiye kupasını kaldırdı ama ne yazık ki gelecek sezon 1.Ligden yeniden düştüler.

1989:

Ancak bu düşüş kısa olacaktı 2. Ligde Gençler 16 puan fark atarak 1. Lige yükseldi.

1995:

Artık yönetim çok daha dikkatliydi ve altyapı odaklı çalıştılar ki bu projeden önemli oyuncular çıktı. Kilimli’den gencecik alınıp Galatasaray’da UEFA Kupası kaldıran Ergün Penbe, altyapıdan yetişen ve Fenerbahçe’ye transferi olay olan Tarık Daşgün, yine altyapıdan yetişen ve Fenerbahçe’de yıllarca kaptanlık yapan Ümit Özat, Kamerun’dan terütaze alınıp Real Madrid’e transfer edilen Geremi, Gençlerbirliği “yetiştiriciliğinin” en ünlü mahsulleriydi.

İmalat-ı Harbiye Ankaragücü Kronolojisi

1910:

Bu yıllarda İmalat-I Harbiye öğrencileri arasında iki adet takım kuruldu Altınörs İdman Yurdu ve Turan Sanatkarangücü.

1911:

Bu iki takım arasında ilk oyun oynandı ama çıkan olaylar nedeniyle tamamlanamadı ve bu Ankaragücünün ilk karşılaşması sayıldı.

1913:

Bir karar verilir ve bu iki takım birleşir ardından Lige katılır ve ilk musabakasını yani Fenerbahçeyi yener.

1914-1916:

Kurtuluş Savaşının başlamasıyla ve İngiliz İşgalci Kuvvetlerinin silah üretim fabrikalarına baskısıyla birlikte bu yıllarda İmalat-I Harbiye hiç bir Ligde oynamamıştır ve yöneticilerin tamamı Kurtuluş Savaşında yer almıştır. Takım olarak Kurtuluş Savaşına gönüllü giden tek Futbol takımı olmasının yanında birçok şehit vermiştir.

1920:

Futbolcularının çoğunun Milli Mücadelede olmasından karşılaşmalara çıkamayan İmalat-I Harbiye hükmen yenilgiler yüzünden Ligde 5 takımdan 4. olur. O dönemlerde ise takım üyeleri karar verip İmalat-I Harbiye Direniş Örgütünü kurar ve Milli Mücadeleye destek verir.

1920:

Atatürkün emri ile Ankaraya taşınan grup yeniden kurulur ve ismi Anadolu Sanatkarangücü olur.

1929:

Hâkimiye-i Milliye’nin turnuvasında İmalat-ı Harbiye, Gençlerbirliği’ni 3-1 yenip şampiyon olur. Ama kupa töreninde Gençlerli bir yönetici “Kirli amele takımına Atatürk’ün kurduğu Hakimiye-i Milli Kupası verilir mi” diye konuşunca İmalat temsilcileri de “Ellerimiz kirli olabilir ama alnımız aktır” yanıtını verir ve ortaklık gerginleşir. Bu arada İmalat-ı Harbiye taraftarları kupayı kapıp yürüyüşe geçer ve Gençlerbirliği binasının önüne gelirler. Neyse ki Gençlerli futbolcuların sempatik davranışıyla olay tatlıya bağlanır.

1933:

İmalat-ı Harbiye ismi Ankaragücü Gençlik ve Spor Kulübü adını alır.

1942-43

sezonunda Askeri ligde AS-FA Ankaragücü, Sivil ligde ise Gençlerbirliği şampiyon olmuştur.

Kardeşlik

Bu iki taraf arasında uzun yıllar süren tatlı bir rekabet olmuştur. İki kardeş takım olarak sayılmışlardır çünkü biri cumhuriyetle kurulmuştur diğeri ise cumhuriyetin kurulmasında yardımcı olmuştur. İki takımı da öğrenciler kurmuştur İmalat-I Harbiye öğrencileri ve Ankara Sultanisi öğrencileri…

“İstanbulluların” aksine biz Ankara içinde kardeşliği yaşatmaktayız, olması gerektiği gibi. Eryamanda tek bir stadyumu paylaşmakta ve tek bir yürek olmaktayız. Farklılıklarımız da olsa hep kardeş olacağız.

Ankaragücü Ulus-Emektir, Gençlerbirliği ise Bahçelievler-Tunalıdır. Ankaragücü Ankaraydır, Gençlerbirliği metrodur. Ankaragücü taraftarı ortayaşlıdır, Gençlerbirliği taraftarı ise ya üniversitelidir ya da emekli memurdur. İşte bu yüzden örnek iki takımdır, bu kadar farklılığa rağmen kardeştirler… 3 İstanbullu aksine, onlar yıllardır kardeşliklerine sahip çıkamadılar. Bu sezon uzun bir aradan sonra ilk kez süperligde karşı karşıya gelen kardeşler pazar günü 2. dönemin karşılaşmasını yapacaklar, iki takımın yöneticileri de “ebedi kardeşlik, ezeli rekabet.” diyerek hazırlıklara başladılar ve bu karşılaşmayı bu hafta olan diğer derbiden ayırarak Bizim Derbi/Kardeşlerin Derbisi olarak adlandırdılar.

 

(Visited 218 times, 1 visits today)