Şimdi sizlere hayalimdeki parkı anlatacağım. İlk önce parkıma, diğerlerinde olduğu gibi kaydırak ve salıncak eklerdim. Ardından, bunları metalden değil, özel bir malzemeden yapardım. Çünkü metal olsaydı yaz aylarında kayabilmek için çok sıcak olurdu. Salıncakların kenarına (direk değil, oturduğumuz yerin yanındaki düşmemizi engelleyen çit gibi olan yapıya) otomatik bir sallama sistemi koyardım ve bu sisteme bir düğme bağlardım ki bu mekanizmayı aktifleştirsin. Bir yaralanma durumunda ise bir kamera sistemi ile olayı hastaneye bildiren bir mekanizma kurardım.
Ek olarak bir dönence koyardım ve bu dönence için salıncaktaki gibi bir otomatik döndürme mekanizması koyardım ama bu mekanizmanın fazla hızlı dönmemesi gerekirdi. Çünkü fazla hızlanırsa çocuklar dışarı uçabilir. Ayrıca, bir trambolin koyardım. Buna, alttan bir zıplama gücü veren bir hava verici koyardım ya da bir itici ki çocuklar daha yükseğe zıplayabilsin ve eğlenebilsin. Biraz fazla yükseğe atabileceği için trambolinin etrafına yüksek bir çit döşerdim ki çocuklar zıpladıkları düz rotadan sapmasınlar.
Son olarak, zemine basıldığında enerji üreten doğa canlısı bir zemin tasarlardım. Basıldığında, üzerindeki hareket ile enerji üreten bir mekanizma ile enerji üretir.