Herkese merhaba, bugün size yaşadığım ve ne zaman anlatsam inanılmayan bir anımı anlatacağım.
Normal bir günün sabahıydı. Yatağımdan kalkıp sabah rutinimi yaptıktan sonra laboratuvarıma gittim. Çalıştığım zaman makinesini tamamlamak için son parçayı taktığım anda sakar arkadaşım Pelin gelip bizi zaman makinesinin içine itti. İşte hikayem burada başlıyor. Yetmezmiş gibi, makine çalışıp bizi 2030 yılına götürdü. İyi yanı, makinem çalışıyordu ama yazımın sonuna gelince cümlemi baştan gözden geçirmem gerektiğini anlayacaktım.
Hiçbir şey olmamış gibi Pelin’le bilmediğimiz bir yerde uyandık ve hiçbir şey hatırlamıyorduk. Bir anda bir ses geldi: “Günaydın efendim, bugün size nasıl yardımcı olabilirim?” Pelin yataktan maymun gibi zıplayarak kalktı. Hemen o sesin yanına gittiğimizde teknolojinin zirve yaptığını fark ettik. Bu olanlara inanamadık ama bir anda aydınlanma yaşadım ve neler olduğunu hatırlayıp zaman makinemizin yanına koştum. Maalesef bozulmuştu. Bir an için yıkıldım. Sonra Pelin benim ağlamamı duydu ve koşarak geldi. Durumu hemen anladı ve “Teknoloji çok yeni, tamirciye verelim.” dedi. Hemen bir tamirciye götürdük ve iki saat içinde zaman makinemizi geri aldık. Geri alır almaz hemen şu anki yılımız olan 2024’e döndük.
Benim büyüleyici hikâyem de bu.