Geleceğin Okulları

Teknoloji ilerliyor. Hem de insanlığın bugüne kadar hiç görmediği bir hızda… İlk akıllı telefon uzak geçmişte değil sadece 20 yıl önce icat edildi fakat şimdi hayatımızın bir parçası oldu. Yapay zekayla fotoğraflar düzenlenmeye, şarkılar yapılmaya başlandı. İnsanlığın başlangıcından beri teknoloji ilerliyor ama hiç bu kadar hızlı geliştiği bir dönem olmamıştı. Peki teknoloji bu kadar gelişirken eğitim sektörünü etkilemiyor mu?

Günümüzde eğitim büyük önem taşıyor. Atatürk’ün de dediği gibi” Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder”. Hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olmak için eğitime ihtiyacımız vardır. Eğitimin ise çağın teknolojisiyle harmanlanmaya ihtiyacı vardır.

Günümüzde Türkiye olarak teknolojiden eğitim amaçlı yararlanıyoruz. Akıllı tahtalar, bilgisayarlar, internet siteleri gibi araçlar okullarımızda yoğun ilgi görüyor. Bunlar öğrencilerin daha çok bilgiyi daha kısa sürede öğrenmesini sağlıyor ama teknolojiyle paralel ilerlemesi gerek eğitim senelerdir aynı durumda. Artık eğitimde yapay zekadan yardım almanın vakti geldi de geçiyor bile. Yapay zeka altyapısına dayanan bir sistem kurulup öğrencilerin sisteme sorular yöneltebilmesi ülkemize çağ atlatacak bir gelişme olur.

AR/VR gibi teknolojilerle öğrenme desteklenerek detaylı ve eğlenceli hâle getirilebilir. Bu aynı zamanda velileri de nispeten rahatlatır çünkü Fiziki ortam masrafları nispeten azalacağından paralı okullar ucuzlayabilir. Kişiye özel eğitim sayesinde çocuklara dersler onların daha iyi öğreneceği şekillerde (görsel, işitsel vb.) sunulabilir. Böylelikle öğretim daha kalıcı hatta daha eğlenceli hâle gelebilir. Bu aynı zamanda öğrenme süresi birbirinden farklı olan çocuklar için de avantaj olarak görülüyor. Dersi bir defa dinleyip öğrenen çocuklar olabileceği gibi defalarca tekrardan sonra öğrenenler de olabiliyor. Ancak fiziksel bir sınıfta onlarca öğrenci için ayrı ayrı ders anlatılması ne yazık ki mümkün olamıyor.

Örgün eğitimin nasıl ki eksikleri varsa bu modelde de mutlaka eksik kalan noktalar olacaktır. Teknolojiden fazlaca faydalanılan bir eğitim modelinde çocukların daha az sosyalleşeceği düşünülebilir. Uzaktan eğitim modelinde ise anne babaları çalışan çocukların evde olması farklı sorunlar doğurabilir. Ancak teknolojiden faydalanılması tamamen fiziksel okulların kapanması demek değildir. Konunun uzmanları mutlaka bir karma oluşum planlayarak buna da bir çözüm sunabilirler.

Değişim insanlara her zaman zor gelmiştir. Eğitimde bu denli köklü değişiklikleri tabi ki herkes hemen kabul etmeyecek. Ama değişimin doğurabileceği sorunlar yüzünden hep aynı kalırsak gelişemeyiz. Bu değişim için gerekli olan kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut.

(Visited 20 times, 1 visits today)