Geçmiş; zaman bakımından geride kalmış olan, mazi anlamına gelir. Peki geçmiş gerçekten nedir? Sözlük sayfalarının dışında, bizim hayatlarımızda, bizim gözlerimizden, bizim hislerimizden geçmiş ne demektir? “Geride bıraktıkların ileri gitmeni engelleyecek. Unutma ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek.” diyen Adam Fawer’ın dediği gibi unutulması şart olan aksi taktirde önümüze engeller çıkaracak olan bir şey mi, yoksa “Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.” diyen George Santayana’nın dediği gibi ders verici ve unutulmaması gereken bir şey mi?
Bana sorarsanız evet, geçmişi hatırlamak her daim harika olmayabilir. Mesela üzücü hatta belki de yıkıcı anılarımızı hatırladığımızda tekrar tekrar yaralayabilirler bizi. Ama hepsinin derininde fark edilmesi ve unutulmaması gereken birçok ders saklıdır ve bunlar fark edildiğinde gelecekte yapılacak olan hatalardan, olumsuzluklardan kaçınmak çok daha kolaylaşır. Yaşadığımız her şey, alınması gereken birçok ders ve kulak verilmesi gereken birçok öğüt ile doludur.
Peki ya geçmişi unutmak? Bunun bize kattığı bir şey var mıdır? Bizi yaralayan bir hatıramız için o hatıranın içindeki iyi ya da kötü herkesi, iyi ya da kötü tüm duygularımızı geride bırakmak amacıyla aklımızdan sildiğimizi, unuttuğumuzu düşünün. Tüm bunlarla yüzleşip ders çıkarmak ve yeniden aynı şeyleri yaşamamak varken, korkaklığımızdan ötürü zihnimizde yok etmek istediğimiz bu anıyla beraber hafızamızın belki de en temiz raflarına özenle yerleştirdiğimiz insanları bir bir unutmaya çalışışımıza, unutuşumuza bakın. Evet, korkaklığımızdan ötürü dedim. Bence bu ancak bu şekilde ifade edilebilir. Korkaklık… Kulağa hoş gelmiyor. Değil mi?
Unutmak zordur, zaman alır ve unutmaya çalıştıkça yeniler durur her şey kendini kafamızın içinde. Unutmak kaçış değildir. Unutmak başarmak demek de değildir. Geçmişimizi hatırlamalı ve bundan çekinmemeli, korkmamalıyız. Çünkü her seferinde zihnimizde yeni bir düşünce, yeni bir bakış açısı ortaya çıkıverir yaşamımız ile ilgili. Düşüncelerimizi ve bakış açımızı değiştirmeden ya da geliştirmeden ne kadar yol katedebiliriz bu upuzun bir yol olan hayatımızda? Arkamızda bıraktıklarımız üzerinde çok takılı kalmamalıyız elbette ama onlar her daim aklımızda bir yerlerde olmalı. Onları yok etmeye çalışmak, unutmaya çalışmak her şeyi daha da berbat edebilir ve yaşanacak herhangi bir şeyin aleyhimize şeyler olmasına yol açabilir. Elbette ki bunu istemeyiz. Tabii eğer hayatımızda olan biteni gerçekten önemsiyorsak.
Özetle George Santayana’nın dediği gibi geçmişi hatırlamazsak kederimize onu tekrar etmek yazılır. Geçmişte düştüklerimiz ile gelecekte kalkmamız ve geçmişte pişman olduklarımız ile gelecekte bunu tekrarlamamızdan ibarettir aslında hepsi.