17 yaşında ailemin isteği üzerine çok çalışarak İstanbul Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandığımı öğrendim.
Ailemle büyük bir sevinç yaşarken tüm akraba ,eş dost herkezden tebrik telefonları geliyordu. Kapının zili neredeyse hiç susmuyor tanıdığım gelebilen kim varsa eve dolmuştu.
Annem neredeyse havalara uçuyordu. Çünkü hep iyi bir meslek sahibi olmamı ve geleceğimi garantilememi istiyordu. Babam neredeyse ağlayacaktı ama ben buruktum.
Çünkü aynı gün benim çok istediğim, çocukluğumdan beri hayal ettiğim ressamlık için Amerika’daki Alabama Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi’ne kabul edildiğimi ve artık oranın bir öğrencisi olduğum ile ilgili bir mail geldi. Ama bundan ailemin haberi yoktu!
Herkes tebrik edip ne kadar başarılı bir öğrenci olduğumdan, bunu hak ettiğimden bahsediyordu. Ama ben doktor değil, ruhumu yansıtan resimler yapmak, içimde ki sevgiyi kağıda boyalarla aktarmak istiyordum.
Bu durumu aileme nasıl anlatacağımı bilemiyordum. Annem hemen bir kutlama yemeği organize etti. Yakın ailem dedem, anneannem, dayım,halam,babaannem yani herkes vardı. Annem en sevdiğim yemekleri yapmış masayı donatmıştı. Kardeşim mutlaktan tepemden inmiyordu. Yemekler yenildi ve herkes tekrar tebrikleri iletti.
Kafamda neler söylemem gerektiğini her ne kadar tasarlamaya çalışsam da annemin sevincinden cümlelerimi toparlayıp konuşmaya başlayamıyordum bile…
Ve sessizlik oldu…
Alabama Üniversitesi’ne gitmek istediğimi söyledim, ve herkes olduğu yerde şaşkınlık içinde donakaldı . Annem oturduğu yerden kalktı ve benim kulağıma şunu dedi:Resme gitme , hem zaten seni İstanbul’da ziyaret edebiliriz.
Annem bunu dedikten sonra düşündüm,taşındım ve sonunda mutlu olabileceğim bir işte olmalıyım diye karar verdim. Anneme de bunu dedikten sonra geleceğimde nasıl para kazanacağımı düşündük. Tıp fakültesini seçmeliydim. Ben hayallerimin peşinden gitmeliydim ama para kazanmayı hesaba katmamıştım. Maalesef tıpı seçmeliyim bu yüzden valizimi toparlayıp İstanbul’a olan biletimi aldım.