Geleneksel okuryazarlık becerilerini ek olarak dijital ortamlarda bilgiyi anlama yorumlama üretme ve paylaşma kabiliyetini ifade eden dijital okuryazarlık teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte giderek daha büyük bir önem kazanmış ve bilgi çağının temel bir becerilerinden biri haline gelmiştir. Dijital okuryazarlık sadece bilgisayar ve telefon gibi teknolojik cihazları kullanma becerisinden ibaret değildir bunlardan ziyade teknolojiyi araştırma ve öğrenmede doğru bir biçimde kullanabilmektir dijital okuryazarlık ulaşılan bilgileri sorgulayıp eleştirel bir bakış açısıyla analiz edebilmektir.
Günümüzde bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay olarak görülse de sosyal medyada ve internette gerçekliği doğrulanmamış yanıltıcı çokça haber ve bilgi bulunduğu göz önüne alındığında doğru bilgiye ulaşmak sanıldığı kadar da kolay değildir özellikle de bilgi kirliliği gittikçe artan büyük bir sorun iken doğru bilgiye ulaşmak bir hayli zordur. Elbette internettin bilgiye ulaşma imkanını zenginleştirdiği yadsınamaz bir gereçtir, gelişen teknolojiler dünyayı küresel bir köy haline getirmiş bilginin yayılması önündeki engelleri kaldırarak bilgiyi sınırsızca yaymıştır.
Sosyal medyada ve internete bulunan bütün yanlış ve teyit edilememiş bilgilerin önüne geçmek bu bilgileri ortadan kaldırmak insanların gücünü aşan ve günümüz şartlarında pek de mümkün olmayan bir durumdur hal böyle olunca doğrulanmamış , yanıltıcı bilgilerden kaçınmanın en makul yöntemi dijital okuryazarlık becerisini kazanmak ve bu beceriyi toplumun tamamına mümkün olduğunca aşılayabilmektir . Bu doğrultuda toplumu eğitmek gerekir ve toplumu eğitmeye öncelikle gençlerden ve çocuklardan yani yeni nesilden başlanmalıdır. Büyük çoğunluğu öğrenci olan yeni nesli eğitmenin en doğru yolu ise okuldur . Bu amaç doğrultusunda okullarda dijital okuryazarlık dersleri düzenlemek öğrencilere doğru bilgiye erişime , erişilen bilgiyi etik bir biçimde kullanma, kaynakları doğrulama ve bilgi güvenliği konusunda eğitimler vermek gerekmektedir. Bu eğitim yeni nesle yalnızca teknolojiyi kullanmayı öğretmekle kalmayacak aynı zamanda çağımızın en büyük becerileri arasında olan eleştirme ve sorgulama becerilerini de kazandıracaktır.
Biz dijital okuryazarlığın eğitim müfredatının bir parçası haline gelmesini konuşsak da yakın gelecekte geleneksel okul sisteminin yerini daha dijital bir eğitim sistemine bırakması da muhtemeldir. Halihazırda pek çok ülkede kitap defter gibi materyaller yerlerini tablet bilgisayar gibi teknolojik cihazlara bırakmıştır bu tarz gelişmeler eğitimde önemli bir dönüşümü temsil ederken bir yandan ise zaten teknoloji ve dijital platformlar hayatın ve toplumun her alanına entegre olurken eğitimin de bu dijitalleşmenin bir parçası olmasının kaçınılmaz olduğu vardır. Doğru kullanıldığı taktirde daha verimli ve daha etkili bir eğitim verilmesine katkı sağlayacağını umduğumuz teknolojinin sonuçlarını ise önümüzdeki yıllarda daha iyi bir şekilde gözlemleyeceğiz.
Sonuç olarak eğitimde ve toplumda dijital okuryazarlık bilgi çağı olarak adlandırılan 21. yüzyılda önemli bir yere sahipken aynı zamanda da toplumun daha bilinçli eleştirel ve yenilikçi bir gelecek inşa etmesinde etkili bir rol oynayacaktır eskisine kıyasla çok daha donanımlı ve bilinçli olan nesillerse yaşadıkları toplumu her daim daha ileriye taşıyacaktır.