İnsanlar geçmişten günümüze kadar birçok mantıksız seçimler yapmıştır. Bu seçimlerin nedenleri yine genellikle kendileri ile alâkalıdır. Bunun nedenlerine kültür, eğitim ve çevre farklılıklarını örnek olarak gösterebiliriz fakat bugün konuşacağımız olay ise bu nedenlerden çok farklı olsa da az önce saydığımız farklılıkların hepsinin çekirdeğinde olan bir olay. Bunun adı “Duygu”
Pekâlâ, da nedir bu “Duygu” denen şey? Günlük hayatta kullandığımız duygunun anlamı; insanın neşeli, endişeli, öfkeli ya da korkulu durumda olmasını anlatan bir sözcük olarak tanımlanıyor. Duygu kelimesinin bu anlamını da bildiğimize göre insanların neden mantıksız seçimler yaptığını daha net bir biçimde açıklayabiliriz. Söylediğimiz gibi insanlar var olduğundan beri mantıksız seçimler yapmıştır. Bunun temel nedenleri ise insanın duyguları ve bu duyguların hayatlarına getirdiği geçici ve kalıcı sonuçlardır. Peki ya bu seçimlerin mantıklı olup olmadığına kim karar verdi? Duygu olarak adlandırılan bu garip olay bizim kültürümüzü ve davranış biçimimizi belirliyor. Aynı zamanda kültürümüz, eğitimimiz ve çevremiz de duygularımızı etkiliyor. Bu kültür, eğitim, çevre ve davranış biçimimiz bir araya gelip bakış açımızı oluşturuyor. Bir çeşit kısır döngü gibi gözükse de aslında olay bakış açımızda bitiyor. Düşünmekten hoşlanmayan insanlar da kendi bakış açılarını oluşturmak yerine toplumun “genelleştirdiği” herhangi bir bakış açısını kopyalıyor. Bu işlem de insanlar düşünmediği süre boyunca devamlı olarak nesilden nesile uygulanıyor. Bu durum da farklı düşünen insanların toplumun sadece belirlenmiş birkaç bakış açısına sahip olduğunu düşünmelerine neden oluyor. Farklı düşünen bu bireyler de toplumun “genelleştirdiği” bu bakış açısı yüzünden yaptıkları seçimlerin mantıklı ya da mantıksız olduğuna karar veriyor. Sonra ise bu seçimlerden dolayı duygularını belirliyorlar.
Bu açıklamaları yaptığımıza göre asıl soruya geçebiliriz: Sanal ortamlardaki “Geçmişi sil” düğmesi insanlarda da geçerli olmalı mı? Bu soruya biraz daha kafamızı çevirerek bakarsak iyi olur. Öncelikle geçmişi sil düğmesinin ne işe yaradığını bilmeliyiz. Bu düğme bize sadece yaptığımız işleri mi unutturmakla sınırlı kalacak yoksa direkt olarak geçmişimizi mi unutturacak? Peki ya bu düğme herkesin bizim geçmişimizi unutmasını mı sağlayacak ya da devlet gibi 3. Şahıs kurumların veya kişilerin hâlâ geçmişimizi belgeleyebilecekler mi? Bunun gibi sorulara bana göre en iyi senaryo mantığı ile cevap verdiğimizi varsayarsak ortaya şöyle geliştirilmiş bir soru ortaya çıkıyor. Evrendeki tüm yaşayan canlıların geçmiş diye bir kavramdan haberdar olmamasını ve geçmiş kavramının şimdi ve ileride bir daha hiç ortaya çıkmayacak olmasını ister miydiniz? Benim düşüncem geçmişimizdeki bilgilerin ve tecrübelerin bizi oluşturduğudur çünkü geçmiş zamanda yaşadığımız acılar, üzüntüler, mutluluklar daha doğrusu duygularımız bazı bilgilere önem katmıştır. Bu önemi arttırılmış bilgileri de sürekli hatırlamamız kişiliğimizin oluşmasını sağlamıştır. Kişiliğimiz de zaten yaşamımızda önemli ölçüde bir yer kaplar. Yani bir düğmeye basıp da bütün canlıların benliklerini silmek hem kendilerine hem de tecrübelerine saygısızlık olacağından dolayı cevabım “Hayır, ama neler olabileceğini görmek eğlenceli olurdu” olurdu.
Açıkçası kimse geçmişin silinmesini dilemez. Binlerce yıllık bilgi ve tecrübeyi zalim olmayan herkes bir düğmeye bağlayıp çöpe atmak istemez. İsterse sadece kendi tercihleri olsun isterse tüm dünyanın bilmediğimiz kadar geride kalan tarihlerinden bu zamana kadar gelmiş bilgiler olsun. Bunun nedeni bilginin aslında bizim kültürümüzü, eğitimimizi, çevremizi, davranış biçimimizi daha doğrusu bakış açımızı oluşturmasıdır. Şu anda yaşıyoruz ve bu geçmişteki bilgilerimiz sayesinde oluyor. Bu yüzden ben geçmişimi ya da tüm yaşamış olan canlıların geçmişini silmek istemezdim.