Hayatımızın bütünü; geçmiş, şimdi ve gelecek olmak üzere üç kavramdan oluşur ve genel olarak kendimiz ve sevdiklerimize güzel bir gelecek oluşturmak için çabalarız. İnsanların bir kısmı geçmişimizi değiştiremeyeceğimiz için geçmişi unutup ileriye bakmamız gerektiğini düşünüp Adam Fawer’ın “Geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek.” sözüne katılırken diğer bir kısmı ise geçmişimizi unutmamamız, ondan ders çıkarmamız gerektiğini düşünüp George Santayana’nın “Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.” sözüne katılıyor. Peki sizce geçmişimizi unutup geleceğimizi şekillendirmeye mi odaklanmalıyız, yoksa geçmişimizi unutmayıp geçmişte yaptığımız şeyleri göz önünde bulundurarak mı yaşamalıyız? Ben kesinlikle George Santayana’nın “Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.” sözüne katılıyorum. Nedeni de geçmişimizde yaptığımız şeylerin hep gözümüzün önünde bulundurmalıyız ki bir bilinmezliğin içine düşmeyelim. Yılmaz Güney’in de dediği gibi “Geldiğin yeri unutursan, gideceğin yolda kaybolursun.” George Santayana’nın sözünü doğru bulmamın bir başka nedeni ise geçmişimizi unutursak geçmişte yaşadığımız şeylerin aynısını tekrar yaşayacağımızı düşünmesine katılmam. Geçmişte yaptığınız doğruları, yanlışları unuttuğunuzu düşünsenize, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, bir şey yaptığınızda sonucunun sizi nasıl etkileyeceğini, kısacası bütün tecrübelerinizi tekrarlarsınız ve yeni şeyler yaşayamazsınız. Bir de geçmişini hep önünde tutan ve geçmişteki hatalarından ders çıkaran biri olduğunuzu düşünün. Tekrar yanlış şeyler yapma olasılığınızın daha düşük olduğunu göreceksiniz. Bir örnekle açıklamak gerekirse bütün bir sene ders çalışmadan yattığınızı, sadece eğlenmek için çabaladığınızı düşünün. Bir sonraki sene düşük alacağınızı ve çevrenizdekileri hayal kırıklığına uğratacağınızı bildiğiniz, hatanızdan ders çıkardığınız için bir daha aynı hataya düşmeyip notlarınızı düzeltirsiniz. Geçmişimizi bir yol haritası olarak görmemiz ve hatırlamamız konusunun önemini bir de şöyle anlatmak istiyorum. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz, hayatımıza yeni insanlar giriyor ve büyüdükçe ister istemez düşünce tarzımız değişiyor. Düşünce tarzımız da yaptığımız şeyleri etkiliyor ve zamanla farklı şeyler yapan ve düşünen bir insana dönüşüyoruz, bu çok normal. Herkes en az bir kere ‘şimdiki aklım olsa’ demiştir. Bu olayları şimdiki düşünce şeklimizle yorumladığımız ve artık eskisi gibi düşünmediğimizi gösterir. Peki artık farklı bir düşünceye katılıyorum, artık öyle düşünmüyorum dediğimizde neye göre farklı düşünce diyoruz? Geçmişte düşündüğümüz gibi düşünmüyoruz diyoruz. Düşünce şeklimizin değişimini görmek de büyüdüğümüzün ve geliştiğimizin bir kanıtıdır. Bunu karşılaştırmak için de geçmişte yaptığımız şeyleri bilmemiz gerekir. Adam Fewer ise George Santaya’nın aksine “Geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek.” diyerek geçmişimizin bizi ileriye gitmekten alıkoyduğunu savunuyor. Geride bıraktıklarımızın ileriye gitmemizi engelleyeceğini değil, geride bıraktıklarımıza takılmamızın bizim ileri gitmemizi engelleyeceğini düşünüyorum. Geride bıraktıklarımızda takılı kalmak yerine ilerlemeyi de seçebiliriz. İlerlerken aynı zamanda geçmişimizdeki tecrübelerimizden, hatalarımızdan, başarılarımızdan yararlanabiliriz. İleri gidebilmek için arkadakileri unutmamız değil ön planda tutmamamız gerekiyor. Hedefimiz neyse hayatımızın merkezine yerleştirip elimizden geleni yaptıktan sonra çevremizin, geçmişimizin ya da başka herhangi bir şeyin bu hedefe ulaşmamıza engel olabileceğini sanmıyorum. Tek ihtiyacımız olan şey azim ve hırs.
Geçmişimiz: Yol Haritamız
(Visited 75 times, 1 visits today)